Gazetemize özel röportaj veren Dodurka hem özeleştirilerde bulundu, hem de son zamanlarda artan personel şikayetleri ile ilgili olarak da değerlendirmeler yaptı. İnce ve gündeme damga vuracak mesajlar verdi.
Prof. Dr. Tamer Dodurka Büyükşehir Belediyesinde Genel Sekreter yardımcılığı görevine getirildikten sonra ilk kez geniş kapsamlı bir röportaj verdi. Konuşulmayanların konuşulduğu, sorulmayanların sorulduğu, gündem oluşturacak ve içinde çok ince mesajların olduğu özel röportaj da şu konular ele alındı. T.G: Tekirdağ’da Büyükşehir Belediyesi ilk defa kuruluyor ve dolayısıyla halkımız Büyükşehir yapılanmasında mevcut olan ve sizin görev üstlendiğiniz “genel sekreter yardımcılığı” makamıyla ilk defa tanışıyor. Bu görevinizden bahseder misiniz?
T.D: 5216 Sayılı Kanunun 21.maddesi Genel Sekreter Yardımcılarının Görevlerini şu şekilde özetliyor: Büyükşehir Belediyesinde Başkan yardımcısı bulunmaz. Büyükşehir Belediyesinde hizmetlerin yürütülmesi Belediye Başkanı adına ve sorumluluğu altında Genel Sekreter ve Yardımcıları tarafından sağlanır. Yani normal belediyelerde alışık olduğumuz başkan yardımcılıkları görevini büyükşehirlerde genel sekreter yardımcıları yapıyor. Genel sekreter yardımcıları özellikle kendilerine bağlı olan daire başkanlıklarının çalışmalarından sorumludur. Genel Sekreterlik ise çok daha kritik bir pozisyon. Belediyenin CEO’su (siyosu) genel sekreterdir.
T.G: Kaç genel sekreter yardımcısı var?
T.D: Tekirdağ Büyükşehir Belediyesinde üç genel sekreter yardımcısı kadrosu var. Şimdiye kadar ben tektim, ancak geçenlerde çok değerli bir arkadaşımız daha bu kadroya atandı ve şu an iki genel sekreter yardımcısıyla hizmetimiz devam ediyor,
T.G: Size hangi daire başkanlıkları bağlı?
T.D: Belediyemizde kurulumunu tamamlamış 18 adet daire başkanlığı var, bunlardan yedisi bana bağlı olarak çalışıyor. Bunlar: Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanlığı, İtfaiye Daire Başkanlığı, Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı, Sağlık Daire Başkanlığı, Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı, Tarımsal Hizmetler Daire Başkanlığı, Zabıta Daire Başkanlığı
T.G: Daire başkanları hakkında görüşlerinizi sormadan önce Sizce iyi bir belediye yöneticisinde olması gereken genel özellikler ne olmalıdır?
T.D: Öncelikle devleti iyi bilmeli, yani bürokraside yeterince deneyimli olmalı, hizmet ettiği bölgeyi iyi tanımalıdır. Hangi makamda olursa olsun esas amirin Tekirdağ Halkı olduğunu unutmamalı ve sürekli halkla iç içe olmalıdır. Ayrıca, her ne kadar bürokrat da olsa, herhangi bir siyasi partiyle üyelik ilişkisi kalmamış olsa da belediye de görev almasının esas nedeninin Cumhuriyet Halk Partili seçmen ve dolayısıyla CHP örgütü olduğunu unutmamalıdır.
Bir yönetici bürokrasiyi çok iyi bilebilir ama bu, halkın hassasiyetlerini ve önceliklerini çok iyi bildiği anlamına gelmez. Bu nedenle belediye yöneticilerinde siyasi deneyim de büyük önem taşımaktadır.
T.G: Peki, bu bakış açısıyla baktığınızda daire başkanlarınız hakkında bir değerlendirme yapabilir misiniz?
T.D: Memnuniyetle yaparım. Hepsi de Tekirdağ’ı seven, görevini layığıyla yapmaya çalışan arkadaşlarımız. Siyasetten gelmeyen, Tekirdağ’a yeni alışan arkadaşlarımız var elbette. Ama zamanla göreceksiniz hepsi çok başarılı çalışmalara imza atacaklar. Bunu başarmak için yeterli yetenek ve donanım kendilerinde var. Onların motivasyonunu artırmak, enerjilerini işlerine vermek için morallerini yüksek tutmak bizlerin olduğu kadar sizlerin de görevi. Onları gereksiz polemiklerin içine çekmek yerine, hakarete varacak şekilde eleştirmek yerine, yönlendirici ve yapıcı eleştirilerle Tekirdağ’ımız için çalışmalarına destek olmalıyız.
T.G: Bu kadar iyilerse neden Tekirdağ Halkı işlerin yavaş gitmesinden şikayetçi oluyor?
T.D: Belediyemizce kimi tamamlanma, kimisi de hazırlık aşamasında olan yüzlerce hizmet projesi var. Maalesef bunların tamamlanması arzu ettiğimiz kadar hızlı olamıyor. Bunun az da olsa bizimle alakalı nedenleri olabilir elbette. Ancak bunun büyük oranda bizim dışımızdaki nedenlerden kaynaklandığını rahatlıkla söyleyebilirim. Örneğin bazı bakanlık ve bazı kurumlardan proje onayı almanın bir yılı bulabildiğini söylersem beni daha iyi anlayacağınızı umuyorum. Bunların hangi işler ve hangi bakanlıklar olduğunu merak ediyorsanız, gelin yazışma tarihlerine beraber bakalım. Onayların niye bu kadar geciktiği konusunu da siz araştırın.
Halkımızın sabırsızlığını çok iyi anlıyor ve bu şikayetlerini haklı buluyorum. Hiçbir mazerete sığınmaksızın bu şikayetlerin bizlerin daha iyi çalışması için yol gösterici olduğuna inanıyorum. Tabi ki göreve gelir gelmez yıllardan beri devam eden, çözülememiş müzminleşmiş birçok sorunu da kucağımızda bulduk. Bunları çözmeyi kim istemez ki? Ama bunların çoğunun çözümü zamana ve imkana bağlı. Düşünün bir kere, kısıtlı bir bütçenize rağmen kendi oturacağınız binalarınızı yapacak, atölyelerinizi kuracak, şantiyelerinizi oluşturacak, hem iş makinelerinizi ve diğer araçlarınızı alacak, hem arıtmalarınızı, su şebekelerini tesis edecek, kırktan fazla vahşi çöp alanını ıslah edecek, yeni düzenli çöp alanları oluşturacaksınız. Kilometrelerce yolu, geçitleri, köprüleri, otogarları, otoparkları vb. yapacak, otobüs sayısını artıracak ve ulaşım sorununu halledeceksiniz. Bölgemizde tarım ve hayvancılığını yok olmaktan kurtaracak projeleri devreye sokacak, halk sağlığını tehdit eden bize yakışmayan mezbaha bozuntularını kapatıp yerine modern kombinalar yapacaksınız, haşere ve zararlılar için ilaçlama stratejilerini hayata geçireceksiniz, tek kişiye bile yer kalmamış mezarlıkların yerine yenilerini açacak, gasil hane ve morg olmayan ilçe bırakmayacaksınız, içler acısı toptancı hallerini baştan elden geçireceksiniz. İtfaiye teşkilatını personeli ve aracıyla en modern şekilde düzenleyeceksiniz, sıfırdan bir zabıta teşkilatı kuracaksınız, kadın sığınma evleri, kreşler açacaksınız vb. Yapılması gerekenleri anlatmaya bence daha fazla devam etmeyelim, burada yer kalmaz. Ki deprem, imar, sağlık, sosyal, kültür konularına girmedim bile. Ancak şunu söyleyeyim; biz gittikçe güçlenen bir belediyeyiz. İşlerin bu kadar çok olması bizim için kesinlikle sorun teşkil etmeyecektir. Bütün hepsine belli bir program dahilinde el atacağız. Kimisini tamamlayacak, kimisini ise yoluna koyacağız ki, bizden sonra gelen belediye yönetimi oturmuş bir belediye devralıp işlerine engelsiz devam etsin. Kurucu belediye olarak görevimizin öneminin farkındayız. Bizler de bu işleri tamamlayabilmek için en az halkımız kadar sabırsızız.
T.G: Basında bu konuda çok sayıda yazı çıkıyor ve arkadaşlarımız köşelerinde bu şikayetlere yer veriyorlar. Bunlardan yeterince faydalanıyor musunuz?
T.D: Köşe yazarlarımızın bu konulardaki yazılarına da çok önem veriyoruz. Mesela bir köşe yazarı arkadaşımız, geçen hafta içinde o üzücü, Özgecan olayı üzerine, kadına şiddet konusunu gündeme getirmiş ve Kadir başkanımıza hitaben, ”Kadın sığınma evi neden yapmıyorsun? Bunu akıl edecek bir tane daire başkanın yok ki” mealinde bir yazı yazmıştı. Bu tür yazılar bizi üzmez, tersine motive eder. Tabi ki kadın sığınma eviyle ilgili çalışmaların çoktan tamamlanmış, çoktan yatırım planına alınıp yerinin bile belirlenmiş olduğunu, iç donanımın, her odada televizyonlarının dahil hazır olduğunu, formalitelerin ise ancak önümüzdeki günlerde tamamlanabileceğini de buradan belirtmek isterim. Yasa gereği yeri kamuoyuna açıklanmayacak.
Tüm halkımıza olduğu gibi basındaki tüm arkadaşlarımıza da bir telefon mesafesindeyiz. Bir konuda yazı yazmadan evvel, arzu ediyorlarsa (kendilerinin takdiridir) belediyemiz çalışmalarıyla ilgili her türlü bilgiyi vermeye hazırız. Yeter ki yargısız infaz olmasın. Yoksa, sizlerin yazdıklarını yargılamak bizim haddimiz değildir. Halkımız adına yazı yazan basınımız, bizim için halkımız gibi değerlidir.
T.G: Başarılı bir belediye olduğunuzu iddia edebilir misiniz?
T.D: Ben olduğumuzu değil ama olacağımızı iddia ediyorum. Buna inancım olmasa ya da bu inancım bir gün değişirse bir dakika durmaz, başkanımızdan izin ister, ayrılırım. Beni buraya bağlayan hizmet anlayışımdan başka hiçbir şey değil. Ayrıca, ben kendi dalımda oldukça başarılı biriyken, başarısız bir belediyeci konumuna düşmeyi asla kabullenemem. Belediye olarak biliyoruz ki başarılı olmak asla yetmez. Bunu halka anlatamıyorsak, ya da halk bunu hissetmiyorsa, onları memnun edememişsek, biz istediğimiz kadar başarılı olduğumuzu iddia edelim, herhangi bir anlamı olmaz. Bizim başarımız halkın takdir ettiği kadarıyla sınırlıdır.
T.G: Peki, personel şikayetleri konusunda ne diyeceksiniz, örneğin size bağlı olan dairelerden İtfaiye Daire Başkanlığına bağlı personelin çok sayıda şikayetine şahit oluyoruz, bunlara neden müdahale etmiyorsunuz?
T.D: Orası tabiri caizse ana kucağı değil, itfaiye ocağıdır. Orası kendine has gelenekleri olan, en ufak hatayı kabul etmeyen bir ocaktır. İtfaiyeci onuruna sahip olmak öyle kolay bir şey değildir. Bu açıdan baktığınızda bazı personelin rahatı bozulmuş olabilir. Ancak önemli olan yangına gecikmeksizin müdahalenin yapılması ve o zorlu koşullarda disiplinin bozulmamasıdır. Yapılan yeni düzenlemelerle Tekirdağ’ın en ücra köşelerine dahi müdahale süresi kısalmıştır. Ben, şahsımın ya da personelimin rahatına değil, hizmet kalitesinin yükselmesine bakarım. İtfaiye sürekli alarm ve savaş halinde olan bir kurumdur, günlük olay ortalaması hiçbir zaman on sayısının altına düşmemektedir. Savaşan komutana müdahale, onun işini yavaşlatmaktan başka işe yaramaz ve vebali ağır olur. Eğer personel şikayeti gelmiyorsa orada bir rehavet olduğu anlamına gelir ki benim esas o zaman müdahale etmem gerekir.
Haber: Abdurrahim Yıldırım
Prof. Dr. Tamer Dodurka Büyükşehir Belediyesinde Genel Sekreter yardımcılığı görevine getirildikten sonra ilk kez geniş kapsamlı bir röportaj verdi. Konuşulmayanların konuşulduğu, sorulmayanların sorulduğu, gündem oluşturacak ve içinde çok ince mesajların olduğu özel röportaj da şu konular ele alındı. T.G: Tekirdağ’da Büyükşehir Belediyesi ilk defa kuruluyor ve dolayısıyla halkımız Büyükşehir yapılanmasında mevcut olan ve sizin görev üstlendiğiniz “genel sekreter yardımcılığı” makamıyla ilk defa tanışıyor. Bu görevinizden bahseder misiniz?
T.D: 5216 Sayılı Kanunun 21.maddesi Genel Sekreter Yardımcılarının Görevlerini şu şekilde özetliyor: Büyükşehir Belediyesinde Başkan yardımcısı bulunmaz. Büyükşehir Belediyesinde hizmetlerin yürütülmesi Belediye Başkanı adına ve sorumluluğu altında Genel Sekreter ve Yardımcıları tarafından sağlanır. Yani normal belediyelerde alışık olduğumuz başkan yardımcılıkları görevini büyükşehirlerde genel sekreter yardımcıları yapıyor. Genel sekreter yardımcıları özellikle kendilerine bağlı olan daire başkanlıklarının çalışmalarından sorumludur. Genel Sekreterlik ise çok daha kritik bir pozisyon. Belediyenin CEO’su (siyosu) genel sekreterdir.
T.G: Kaç genel sekreter yardımcısı var?
T.D: Tekirdağ Büyükşehir Belediyesinde üç genel sekreter yardımcısı kadrosu var. Şimdiye kadar ben tektim, ancak geçenlerde çok değerli bir arkadaşımız daha bu kadroya atandı ve şu an iki genel sekreter yardımcısıyla hizmetimiz devam ediyor,
T.G: Size hangi daire başkanlıkları bağlı?
T.D: Belediyemizde kurulumunu tamamlamış 18 adet daire başkanlığı var, bunlardan yedisi bana bağlı olarak çalışıyor. Bunlar: Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanlığı, İtfaiye Daire Başkanlığı, Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı, Sağlık Daire Başkanlığı, Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı, Tarımsal Hizmetler Daire Başkanlığı, Zabıta Daire Başkanlığı
T.G: Daire başkanları hakkında görüşlerinizi sormadan önce Sizce iyi bir belediye yöneticisinde olması gereken genel özellikler ne olmalıdır?
T.D: Öncelikle devleti iyi bilmeli, yani bürokraside yeterince deneyimli olmalı, hizmet ettiği bölgeyi iyi tanımalıdır. Hangi makamda olursa olsun esas amirin Tekirdağ Halkı olduğunu unutmamalı ve sürekli halkla iç içe olmalıdır. Ayrıca, her ne kadar bürokrat da olsa, herhangi bir siyasi partiyle üyelik ilişkisi kalmamış olsa da belediye de görev almasının esas nedeninin Cumhuriyet Halk Partili seçmen ve dolayısıyla CHP örgütü olduğunu unutmamalıdır.
Bir yönetici bürokrasiyi çok iyi bilebilir ama bu, halkın hassasiyetlerini ve önceliklerini çok iyi bildiği anlamına gelmez. Bu nedenle belediye yöneticilerinde siyasi deneyim de büyük önem taşımaktadır.
T.G: Peki, bu bakış açısıyla baktığınızda daire başkanlarınız hakkında bir değerlendirme yapabilir misiniz?
T.D: Memnuniyetle yaparım. Hepsi de Tekirdağ’ı seven, görevini layığıyla yapmaya çalışan arkadaşlarımız. Siyasetten gelmeyen, Tekirdağ’a yeni alışan arkadaşlarımız var elbette. Ama zamanla göreceksiniz hepsi çok başarılı çalışmalara imza atacaklar. Bunu başarmak için yeterli yetenek ve donanım kendilerinde var. Onların motivasyonunu artırmak, enerjilerini işlerine vermek için morallerini yüksek tutmak bizlerin olduğu kadar sizlerin de görevi. Onları gereksiz polemiklerin içine çekmek yerine, hakarete varacak şekilde eleştirmek yerine, yönlendirici ve yapıcı eleştirilerle Tekirdağ’ımız için çalışmalarına destek olmalıyız.
T.G: Bu kadar iyilerse neden Tekirdağ Halkı işlerin yavaş gitmesinden şikayetçi oluyor?
T.D: Belediyemizce kimi tamamlanma, kimisi de hazırlık aşamasında olan yüzlerce hizmet projesi var. Maalesef bunların tamamlanması arzu ettiğimiz kadar hızlı olamıyor. Bunun az da olsa bizimle alakalı nedenleri olabilir elbette. Ancak bunun büyük oranda bizim dışımızdaki nedenlerden kaynaklandığını rahatlıkla söyleyebilirim. Örneğin bazı bakanlık ve bazı kurumlardan proje onayı almanın bir yılı bulabildiğini söylersem beni daha iyi anlayacağınızı umuyorum. Bunların hangi işler ve hangi bakanlıklar olduğunu merak ediyorsanız, gelin yazışma tarihlerine beraber bakalım. Onayların niye bu kadar geciktiği konusunu da siz araştırın.
Halkımızın sabırsızlığını çok iyi anlıyor ve bu şikayetlerini haklı buluyorum. Hiçbir mazerete sığınmaksızın bu şikayetlerin bizlerin daha iyi çalışması için yol gösterici olduğuna inanıyorum. Tabi ki göreve gelir gelmez yıllardan beri devam eden, çözülememiş müzminleşmiş birçok sorunu da kucağımızda bulduk. Bunları çözmeyi kim istemez ki? Ama bunların çoğunun çözümü zamana ve imkana bağlı. Düşünün bir kere, kısıtlı bir bütçenize rağmen kendi oturacağınız binalarınızı yapacak, atölyelerinizi kuracak, şantiyelerinizi oluşturacak, hem iş makinelerinizi ve diğer araçlarınızı alacak, hem arıtmalarınızı, su şebekelerini tesis edecek, kırktan fazla vahşi çöp alanını ıslah edecek, yeni düzenli çöp alanları oluşturacaksınız. Kilometrelerce yolu, geçitleri, köprüleri, otogarları, otoparkları vb. yapacak, otobüs sayısını artıracak ve ulaşım sorununu halledeceksiniz. Bölgemizde tarım ve hayvancılığını yok olmaktan kurtaracak projeleri devreye sokacak, halk sağlığını tehdit eden bize yakışmayan mezbaha bozuntularını kapatıp yerine modern kombinalar yapacaksınız, haşere ve zararlılar için ilaçlama stratejilerini hayata geçireceksiniz, tek kişiye bile yer kalmamış mezarlıkların yerine yenilerini açacak, gasil hane ve morg olmayan ilçe bırakmayacaksınız, içler acısı toptancı hallerini baştan elden geçireceksiniz. İtfaiye teşkilatını personeli ve aracıyla en modern şekilde düzenleyeceksiniz, sıfırdan bir zabıta teşkilatı kuracaksınız, kadın sığınma evleri, kreşler açacaksınız vb. Yapılması gerekenleri anlatmaya bence daha fazla devam etmeyelim, burada yer kalmaz. Ki deprem, imar, sağlık, sosyal, kültür konularına girmedim bile. Ancak şunu söyleyeyim; biz gittikçe güçlenen bir belediyeyiz. İşlerin bu kadar çok olması bizim için kesinlikle sorun teşkil etmeyecektir. Bütün hepsine belli bir program dahilinde el atacağız. Kimisini tamamlayacak, kimisini ise yoluna koyacağız ki, bizden sonra gelen belediye yönetimi oturmuş bir belediye devralıp işlerine engelsiz devam etsin. Kurucu belediye olarak görevimizin öneminin farkındayız. Bizler de bu işleri tamamlayabilmek için en az halkımız kadar sabırsızız.
T.G: Basında bu konuda çok sayıda yazı çıkıyor ve arkadaşlarımız köşelerinde bu şikayetlere yer veriyorlar. Bunlardan yeterince faydalanıyor musunuz?
T.D: Köşe yazarlarımızın bu konulardaki yazılarına da çok önem veriyoruz. Mesela bir köşe yazarı arkadaşımız, geçen hafta içinde o üzücü, Özgecan olayı üzerine, kadına şiddet konusunu gündeme getirmiş ve Kadir başkanımıza hitaben, ”Kadın sığınma evi neden yapmıyorsun? Bunu akıl edecek bir tane daire başkanın yok ki” mealinde bir yazı yazmıştı. Bu tür yazılar bizi üzmez, tersine motive eder. Tabi ki kadın sığınma eviyle ilgili çalışmaların çoktan tamamlanmış, çoktan yatırım planına alınıp yerinin bile belirlenmiş olduğunu, iç donanımın, her odada televizyonlarının dahil hazır olduğunu, formalitelerin ise ancak önümüzdeki günlerde tamamlanabileceğini de buradan belirtmek isterim. Yasa gereği yeri kamuoyuna açıklanmayacak.
Tüm halkımıza olduğu gibi basındaki tüm arkadaşlarımıza da bir telefon mesafesindeyiz. Bir konuda yazı yazmadan evvel, arzu ediyorlarsa (kendilerinin takdiridir) belediyemiz çalışmalarıyla ilgili her türlü bilgiyi vermeye hazırız. Yeter ki yargısız infaz olmasın. Yoksa, sizlerin yazdıklarını yargılamak bizim haddimiz değildir. Halkımız adına yazı yazan basınımız, bizim için halkımız gibi değerlidir.
T.G: Başarılı bir belediye olduğunuzu iddia edebilir misiniz?
T.D: Ben olduğumuzu değil ama olacağımızı iddia ediyorum. Buna inancım olmasa ya da bu inancım bir gün değişirse bir dakika durmaz, başkanımızdan izin ister, ayrılırım. Beni buraya bağlayan hizmet anlayışımdan başka hiçbir şey değil. Ayrıca, ben kendi dalımda oldukça başarılı biriyken, başarısız bir belediyeci konumuna düşmeyi asla kabullenemem. Belediye olarak biliyoruz ki başarılı olmak asla yetmez. Bunu halka anlatamıyorsak, ya da halk bunu hissetmiyorsa, onları memnun edememişsek, biz istediğimiz kadar başarılı olduğumuzu iddia edelim, herhangi bir anlamı olmaz. Bizim başarımız halkın takdir ettiği kadarıyla sınırlıdır.
T.G: Peki, personel şikayetleri konusunda ne diyeceksiniz, örneğin size bağlı olan dairelerden İtfaiye Daire Başkanlığına bağlı personelin çok sayıda şikayetine şahit oluyoruz, bunlara neden müdahale etmiyorsunuz?
T.D: Orası tabiri caizse ana kucağı değil, itfaiye ocağıdır. Orası kendine has gelenekleri olan, en ufak hatayı kabul etmeyen bir ocaktır. İtfaiyeci onuruna sahip olmak öyle kolay bir şey değildir. Bu açıdan baktığınızda bazı personelin rahatı bozulmuş olabilir. Ancak önemli olan yangına gecikmeksizin müdahalenin yapılması ve o zorlu koşullarda disiplinin bozulmamasıdır. Yapılan yeni düzenlemelerle Tekirdağ’ın en ücra köşelerine dahi müdahale süresi kısalmıştır. Ben, şahsımın ya da personelimin rahatına değil, hizmet kalitesinin yükselmesine bakarım. İtfaiye sürekli alarm ve savaş halinde olan bir kurumdur, günlük olay ortalaması hiçbir zaman on sayısının altına düşmemektedir. Savaşan komutana müdahale, onun işini yavaşlatmaktan başka işe yaramaz ve vebali ağır olur. Eğer personel şikayeti gelmiyorsa orada bir rehavet olduğu anlamına gelir ki benim esas o zaman müdahale etmem gerekir.
Haber: Abdurrahim Yıldırım