WHO verilerine göre yılda 8 milyon kişinin sigara kullanımı nedeniyle
öldüğünü belirten Prof. Dr. Gülten Kaptan, bu yüzden bu yıl Dünya Sigarasız
Günü temasının ‘Akciğer sağlığı’ olarak belirlendiğini söyledi. Kaptan,
“Tütünün kanserden kronik solunum yolları hastalığına kadar akciğer sağlığı
üzerindeki olumsuz etkilerinin araştırılarak kişileri bilinçlendirme hareketinin
güçlendirilmesi gerekiyor” dedi.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre her 4 saniyede 1 kişi, yani yılda 8 milyon kişi
sigara kullanımı sebebiyle ölürken buna rağmen bazı ülkelerde yeterli bilgi ve bilincin
oluşmamış olması sigara kullanımını her geçen gün artırıyor.
Sigaranın neden olduğu akciğer kanseri yılda 1.8 milyon kişinin ölümüne sebep olurken,
sigara içenlerin sigara içmeyenlere kıyasla yaşamları boyunca akciğer kanserine yakalanma
olasılığı 22 kat daha fazla oluyor. Evde veya işyerinde sigaraya maruz kalan pasif içici kişilerin
akciğer kanserine yakalanma riski de sigaraya maruz kalmayan kişilere oranla yüzde 30 daha
fazla. Bununla beraber tütün kullanımını bıraktıktan 10 yıl sonrasında akciğer kanseri riski,
sigara içenlere kıyasla yaklaşık yarı yarıya kadar düşüyor.
Tema: Akciğer sağlığı
Bu nedenle WHO ve küresel ortaklarının kararıyla her yıl 31 Mayıs’ta kutlanan ‘Dünya
Sigarasız Günü’, tütün kullanımı ve pasif içiciliğin zararları ile ölümcül etkileri hakkında
farkındalık yaratmayı amaçlıyor. Bu yıl ‘Akciğer sağlığı’ temasıyla yapılacak kutlamaların
önemine değinen Beykoz Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Gülten Kaptan,
tütünün kanserden kronik solunum yolları hastalığına kadar akciğer sağlığı üzerindeki
olumsuz etkilerinin araştırılması ve sigaraya maruz kalmamış akciğerlerin insanların sağlığı
için oynadığı temel rollerin araştırılarak kişileri bilinçlendirme hareketinin güçlendirilmesi
gerektiğini söyledi.
Gerekli adımlar atılmalı
2019 Dünya Sigarasız Günü’nün tütün tüketimini azaltmak için etkili politikaları savunurken
aynı zamanda tütün kontrolü için yapılan mücadelede paydaşları birden fazla sektöre dahil
eden bir eylem çağrısı olarak da düşünülebileceğini belirten Kaptan, “Gereken bilincin
oluşturularak akciğerlerin sağlıklı olmasının önemi vurgulanmalı, sonrasında da sağlıklı
yaşamak için gerekli olan adımlar atılmalı” dedi.
Çözüm önerileri oluşturulmalı
Nelerde farkındalık yaratmak gerektiği konusunda WHO’nun birçok riski ele aldığını da ifade
eden Kaptan, sözlerine şöyle devam etti: “Bunlardan bazıları sigara içmek ve pasif içicilik
nedeniyle dumana maruz kalmaktan kaynaklanan riskler. Bununla beraber kronik solunum
yolu hastalıkları ve akciğer kanseri dahil olmak üzere tütünün neden olduğu akciğer
hastalıklarının küresel olarak ölüm ve hastalık oranlarını artırdığının bilincine varılmalı. Tütün
kullanımı ile tüberkülozdan ölümler arasındaki bağlantı ve bu konuda elde edilen verilere
dayalı kanıtların incelenerek pasif içiciliğe maruz kalan kitlelerin de incelenmesi gerekiyor.
Kamu ve hükümetlerin, kitlelerin tütün kullanımı nedeniyle ortaya çıkan akciğer sağlığı
risklerini azaltmak için uygulanabilir önlemleri almalarına dair çözüm önerilerinin
oluşturulması amaçlanıyor.”
öldüğünü belirten Prof. Dr. Gülten Kaptan, bu yüzden bu yıl Dünya Sigarasız
Günü temasının ‘Akciğer sağlığı’ olarak belirlendiğini söyledi. Kaptan,
“Tütünün kanserden kronik solunum yolları hastalığına kadar akciğer sağlığı
üzerindeki olumsuz etkilerinin araştırılarak kişileri bilinçlendirme hareketinin
güçlendirilmesi gerekiyor” dedi.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre her 4 saniyede 1 kişi, yani yılda 8 milyon kişi
sigara kullanımı sebebiyle ölürken buna rağmen bazı ülkelerde yeterli bilgi ve bilincin
oluşmamış olması sigara kullanımını her geçen gün artırıyor.
Sigaranın neden olduğu akciğer kanseri yılda 1.8 milyon kişinin ölümüne sebep olurken,
sigara içenlerin sigara içmeyenlere kıyasla yaşamları boyunca akciğer kanserine yakalanma
olasılığı 22 kat daha fazla oluyor. Evde veya işyerinde sigaraya maruz kalan pasif içici kişilerin
akciğer kanserine yakalanma riski de sigaraya maruz kalmayan kişilere oranla yüzde 30 daha
fazla. Bununla beraber tütün kullanımını bıraktıktan 10 yıl sonrasında akciğer kanseri riski,
sigara içenlere kıyasla yaklaşık yarı yarıya kadar düşüyor.
Tema: Akciğer sağlığı
Bu nedenle WHO ve küresel ortaklarının kararıyla her yıl 31 Mayıs’ta kutlanan ‘Dünya
Sigarasız Günü’, tütün kullanımı ve pasif içiciliğin zararları ile ölümcül etkileri hakkında
farkındalık yaratmayı amaçlıyor. Bu yıl ‘Akciğer sağlığı’ temasıyla yapılacak kutlamaların
önemine değinen Beykoz Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Gülten Kaptan,
tütünün kanserden kronik solunum yolları hastalığına kadar akciğer sağlığı üzerindeki
olumsuz etkilerinin araştırılması ve sigaraya maruz kalmamış akciğerlerin insanların sağlığı
için oynadığı temel rollerin araştırılarak kişileri bilinçlendirme hareketinin güçlendirilmesi
gerektiğini söyledi.
Gerekli adımlar atılmalı
2019 Dünya Sigarasız Günü’nün tütün tüketimini azaltmak için etkili politikaları savunurken
aynı zamanda tütün kontrolü için yapılan mücadelede paydaşları birden fazla sektöre dahil
eden bir eylem çağrısı olarak da düşünülebileceğini belirten Kaptan, “Gereken bilincin
oluşturularak akciğerlerin sağlıklı olmasının önemi vurgulanmalı, sonrasında da sağlıklı
yaşamak için gerekli olan adımlar atılmalı” dedi.
Çözüm önerileri oluşturulmalı
Nelerde farkındalık yaratmak gerektiği konusunda WHO’nun birçok riski ele aldığını da ifade
eden Kaptan, sözlerine şöyle devam etti: “Bunlardan bazıları sigara içmek ve pasif içicilik
nedeniyle dumana maruz kalmaktan kaynaklanan riskler. Bununla beraber kronik solunum
yolu hastalıkları ve akciğer kanseri dahil olmak üzere tütünün neden olduğu akciğer
hastalıklarının küresel olarak ölüm ve hastalık oranlarını artırdığının bilincine varılmalı. Tütün
kullanımı ile tüberkülozdan ölümler arasındaki bağlantı ve bu konuda elde edilen verilere
dayalı kanıtların incelenerek pasif içiciliğe maruz kalan kitlelerin de incelenmesi gerekiyor.
Kamu ve hükümetlerin, kitlelerin tütün kullanımı nedeniyle ortaya çıkan akciğer sağlığı
risklerini azaltmak için uygulanabilir önlemleri almalarına dair çözüm önerilerinin
oluşturulması amaçlanıyor.”