AHA ÇANAKKALE-Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi(ÇOMÜ) Bayramiç Meslek Yüksekokulu Su Ürünleri Programı Öğretim Görevlisi Halit Kuşku, Boğazlar ve Marmara da kirliliğin sınıra dayandığını, bu bölgelerde denize gireceklerin ve su ürünleri tüketeceklerin uzmanlara danışarak hareket etmesini, uluslar arası hukukta acil önlem alınması gerektiğini belirtti. Eğer önlem alınmazsa Gölcük depreminden daha büyük zararlara yol açacağını belirtti.
Kuşku, Karadenizin Bulgaristan, Romanya, Ukrayna, Macaristan ve Rusya tarafından ağır bir kirliliğe maruz kaldığını, bir iç deniz olan Karadenizin kendini temizlemekte yetersiz kaldığını belirtti. Petrol platformları, seyir eden tankerlerin atık suları, Tuna gibi Karadenizi besleyen nehirler vasıtası ise ağır endüstriyel ve kimyasal atıklar, nükleer santrallerden gelecek radyoaktif atıkların can çekişmekte olan Karadeniz e son darbeyi vurmak üzere olduğunu belirti.
Kuşku, yaptığı araştırmada bunun faturasını İstanbul, Çanakkale Boğazları ve Marmara Denizinin ödemekte olduğunu ve bunun önümüzdeki yıllarda katlanarak artacağını belitti. Yıllık meteorolojik raporları araştıran Kuşku, Karadenizde hakim rüzgarların kuzey rüzgarları olduğunu bu sebeple yüzeysel atıkların güney kıyılarında yoğunlaştığını, Doğu Karadeniz ülkelerinde sanayinin ve kirliliğin fazla olması ve kuzeybatıdan esen poyrazın hakim rüzgar olması sebebiyle kirlilik Güneybatı Karadeniz de birikmektedir. Karadenizde su seviyesi, yağışların fazlalığı ve buharlaşmanın az olması sebebiyle Ege Denizi nden 50 cm. yüksektir. Bu nedenle yüzey suları Boğazlar ve Marmara yolunu takip ederek Egeye inmektedir. Öyle olunca bütün ağır yüzeysel kirliliğin sırası ile İstanbul Boğazı, Marmara Denizi ve Çanakkale Boğazını takip ettiğini söylemekteyiz. Araştırmalarıma göre senelik beşyüzbin ton atık su bu yolu takip etmektedir. Bir çevre felaketi önlem alınmazsa önümüzdeki yıllarda bir deprem etkisi kadar zarar verecektir, dedi.
Kuşku, araştırmalarının devam ettiğini bu konuyu uluslar arası platformda dile getirmek üzere çalışmalar yaptığını ve acil önlemler alınması gerektiğini belirtti. Bu bölgede yaşamını sürdüren, su ürünlerini tüketen, denize girenler potansiyel bir tehlike ile karşı karşıyadır. Mümkünse denize girdikleri bölgelerin suyunu test ettirsinler. Girmek durumunda kalırlarsa ağız temasında bulunmaktan kaçınsınlar ve çıktıktan sonra duş alsınlar. Ağır metal, endüstriyel, kimyasal ve radyoaktif atıkların kanser hastalığını yapacağını, denize girenlerde cilt hastalıklarında artış gözlemlendiğini, tüketilen su ürünlerinde zaman içerisinde vücutta çeşitli işlevsel bozuklukların olabileceğini belirtti. Bunlardan korunmak için uzmanların desteği hareket edilmesini önerdi ve vatandaşı uyardı.
Haber :CAHİT YILMAZ
Kuşku, Karadenizin Bulgaristan, Romanya, Ukrayna, Macaristan ve Rusya tarafından ağır bir kirliliğe maruz kaldığını, bir iç deniz olan Karadenizin kendini temizlemekte yetersiz kaldığını belirtti. Petrol platformları, seyir eden tankerlerin atık suları, Tuna gibi Karadenizi besleyen nehirler vasıtası ise ağır endüstriyel ve kimyasal atıklar, nükleer santrallerden gelecek radyoaktif atıkların can çekişmekte olan Karadeniz e son darbeyi vurmak üzere olduğunu belirti.
Kuşku, yaptığı araştırmada bunun faturasını İstanbul, Çanakkale Boğazları ve Marmara Denizinin ödemekte olduğunu ve bunun önümüzdeki yıllarda katlanarak artacağını belitti. Yıllık meteorolojik raporları araştıran Kuşku, Karadenizde hakim rüzgarların kuzey rüzgarları olduğunu bu sebeple yüzeysel atıkların güney kıyılarında yoğunlaştığını, Doğu Karadeniz ülkelerinde sanayinin ve kirliliğin fazla olması ve kuzeybatıdan esen poyrazın hakim rüzgar olması sebebiyle kirlilik Güneybatı Karadeniz de birikmektedir. Karadenizde su seviyesi, yağışların fazlalığı ve buharlaşmanın az olması sebebiyle Ege Denizi nden 50 cm. yüksektir. Bu nedenle yüzey suları Boğazlar ve Marmara yolunu takip ederek Egeye inmektedir. Öyle olunca bütün ağır yüzeysel kirliliğin sırası ile İstanbul Boğazı, Marmara Denizi ve Çanakkale Boğazını takip ettiğini söylemekteyiz. Araştırmalarıma göre senelik beşyüzbin ton atık su bu yolu takip etmektedir. Bir çevre felaketi önlem alınmazsa önümüzdeki yıllarda bir deprem etkisi kadar zarar verecektir, dedi.
Kuşku, araştırmalarının devam ettiğini bu konuyu uluslar arası platformda dile getirmek üzere çalışmalar yaptığını ve acil önlemler alınması gerektiğini belirtti. Bu bölgede yaşamını sürdüren, su ürünlerini tüketen, denize girenler potansiyel bir tehlike ile karşı karşıyadır. Mümkünse denize girdikleri bölgelerin suyunu test ettirsinler. Girmek durumunda kalırlarsa ağız temasında bulunmaktan kaçınsınlar ve çıktıktan sonra duş alsınlar. Ağır metal, endüstriyel, kimyasal ve radyoaktif atıkların kanser hastalığını yapacağını, denize girenlerde cilt hastalıklarında artış gözlemlendiğini, tüketilen su ürünlerinde zaman içerisinde vücutta çeşitli işlevsel bozuklukların olabileceğini belirtti. Bunlardan korunmak için uzmanların desteği hareket edilmesini önerdi ve vatandaşı uyardı.
Haber :CAHİT YILMAZ
Hocam yıllar önce bu olayı görmüş ama kimse dikkate almamış. Hocam sen ülkene o sorumluluğunu yerine getirmişsin senden vebali kalkmış.