Hepatit'in ABC'si

Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, Hepatit A ve B’de aşının yüzde 100’e yakın koruduğunu belirtti

 

ADANA /  İç Hastalıkları, Gastroenteroloji ve Hepatoloji Uzmanı Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü,kronik hepatitlerin, dünyada her yıl bir milyonun üzerinde insanın ölümüne neden olduğunu belirterek, tek korunma kalkanı olan aşının ihmal edilmemesi gerektiğini söyledi.

 

Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, Sağlık Bakanlığı tarafından halk arasında bulaşıcı sarılık olarak anılan "Viral Hepatit"le mücadele için 5 yıllık önleme ve kontrol programı başlatıldığını anımsatarak,  Bakanlık verilerine göre aşılar sayesinde sarılığın Türkiye'de görülme oranında önemli bir düşüş sağlandığını ancak, henüz hepatit olduğunu bilmeyenlerin sayısının küçümsenmeyecek düzeyde bulunduğunu bildirdi.

 

TEK KORUNMA AŞI 

Hepatite karşı tek korunma yolunun  aşı olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, “Sinsi olan ve başlangıçta belirti vermeyen hastalık ilerlemedikçe pek bulgu vermediği için tarama yapılmazsa anlaşılamıyor. İlerleyen dönemde fark edildiğinde ise ölümcül sonucun önüne geçilemeyebiliyor” dedi.

 

Hepatitten korunmak mümkün 

Hepatit B virüsünün HIV’e göre 50-100 kat daha öldürücü bir hastalık olduğunu belirten Prof. Dr. Gümürdülü,  “Hepatit A ve B’den aşı olarak yüzde yüze yakın  korunmak mümkün. Çocuklar doğduğu anda Hepatit A ve B aşısı oluyorlar. 

 

HEPATİTİN ÜÇ TÜRÜ

Üç türünün insanlar için  tehdit oluşturduğunu  belirten Prof. Dr.Gümürdülü, şunları kaydetti:

"Hepatit A: Kısa süreli ama şiddetli bir enfeksiyondur. Tıpkı grip gibi geçirilebilir ama hastalık kronikleşmez ve bir daha da hasta olunmaz. Dışkı-ağız yoluyla bulaşır. Enfekte kişinin dışkısıyla atılır, suya ya da yiyeceğe karışırsa başkalarına bulaşır. Hepatit A   kalıcı karaciğer hasarı pek oluşturmaz, yüzde 99’unun kendiliğinden iyileşir,  bir kez geçirildiği zaman tekrar etme olasılığı çok düşüktür" diye konuştu.

 

Hepatit B virüsünün ise  %15-25 oranında karaciğerde kalıcı hasara neden olduğunu belirten Gümürdülü, şöyle devam etti:

 

“Hepatit B: Yüksek oranda bulaşıcıdır. Kan ve tüm vücut sıvılarıyla bulaşır. Çok şiddetli olabileceği gibi sessiz de seyredebilir. Yüzde 95’i kendiliğinden iyileşir, hasta doğal bağışıklık kazanmış olur. Yüzde 5’i taşıyıcı olur ve bunların bir kısmıda aktif Hepatit B olur. Yani ilerleyerek karaciğer sirozuna yol açabilir, Aktifleşen hepatit mutlaka tedavi edilmelidir. Aksi taktirde karaciğer sirozu, karaciğer kanseri, karaciğer yetmezliği ve ölümü de beraberinde getirebilir.

 

Hepatit C ise Hepatit C: Çok bulaşıcı değildir. Kanla bulaşır.  10 yıl kadar sessizce hiçbir belirti vermeden seyredebilir. Hasta 10 yıl sonra karaciğer sirozuyla hastaneye başvurabilir. Çok sinsidir. Karın şişliğiyle, özefagus varis kanamasıyla hasta doktora başvurabilir.  Yaklaşık %80 oranında ilerleyerek kalıcı karaciğer hasarı,  karaciğer sirozu ve karaciğer kanserine yol açabilir.”

 

Her sarılık hepatit değil

Halk arasında yanlış bir kanı oluştuğunu, her sarılığın hepatit gibi anlaşılabildiğini ifade eden Prof. Dr. Gümürdülü, “Oysa her sarılık hepatit olmadığı gibi her viral hepatit atağında da, ciltte sarılık oluşmaz" diye konuştu.

 

Prof. Dr. Gümürdülü, her hastalıkta olduğu gibi hepatitte de erken tanı ve tedavinin önemine dikkati çekerek, bu virüsün çok hızlı seyredip karaciğer nakli olmasa ölümle sonuçlanan şiddetli hepatit ataklarına dönüşebileceğinin unutulmaması gerektiğini sözlerine ekledi.