Tarsus Lezzetleri Görücüye Çıktı

Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin destekleriyle bu yıl 2.’si gerçekleştirilen ‘Tarsus Gastronomi ve Araştırma Günleri’ ikinci gününde de Tarsus’un lezzetlerini vatandaşlarla buluşturmaya devam etti. Kubat Paşa Medresesi önünde gerçekleştirilen 2. Tarsus Gastronomi ve Araştırma Günleri’ne çok sayıda yerli ve yabancı gurme, şef, yazar ve usta katılım gösterdi.

 

Mersin Büyükşehir Belediyesi 2-3 Kasım tarihleri arasında önemli bir etkinliğe daha ev sahipliği yaptı. Kültürel olarak zengin bir yapıya sahip olan Tarsus’un yöresel lezzetleri, 2. Tarsus Gastronomi ve Araştırma Günleri etkinliği ile görücüye çıktı. Tarsus’un yöresel lezzetlerini tanıtmak amacıyla festival alanında kurulan stantlarda katılımcılar, Tarsus’un bünyesinde barındırdığı farklı kültürlerin lezzetlerini yakından tanıma ve tatma imkânı buldu.

 

Gastronomi Günleri kentte büyük ilgi uyandırdı

 

Mersin Büyükşehir Belediyesi, Tarsus Belediyesi, Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası, Mersin Kent Konseyi ve Tarsus Kent Konseyi işbirliği gerçekleştirilen etkinlik ikinci gününde de vatandaşların yoğun ilgisi ile karşılandı. Gastronomi ve Araştırma Günleri sayesinde dünyaca ünlü gurmeler Tarsus mutfağının yöresel lezzetlerinin tadına vardı. Kültürel olarak zengin bir yapıya sahip olan Tarsus’un yöresel lezzetlerini tanıtmayı hedefleyen Tarsus Gastronomi ve Araştırma Günleri kentte büyük ilgi uyandırdı. Gastronomi ve Araştırma Günleri sayesinde Tarsus mutfağının zenginlikleri ortaya çıkarılırken, tarihi güzellikler de tanıtıldı. Birçok ülkeden katılımcının olduğu, şeflerin, konunun uzmanı yazarların ve Türkiye’nin dört bir yanından gelen akademisyenlerin katıldığı etkinlik ile Tarsus mutfağının zenginlikleri gün yüzüne çıktı. Düzenlenen etkinlikte ziyaretçiler Tarsus’un yöresel lezzetlerini yakından tanıma ve tatma imkânı buldu.

 

Çok sayıda gurme Tarsus lezzetlerini tattı

 

Tarsus Gastronomi ve Araştırma Günleri’nin ikinci gününde Metro Gastro Dergisi Editörü Nilhan Aras,  Yazar-Gurme Levon Bağış, Gazeteci Veysel Kavrayan, Hürriyet Gazetesi Yemek Yazarı Tuba Şatana, Akşam Gazetesi Ege Bölgesi Müdürü Nedim Atilla,   Yemek Yazarı Aylin Öney Tan, Blogger Sinan Hamamsarılar, Digitürk Turkmax Gurmede Program Yapımcısı-Yemek Fotoğrafçısı Nilay Örnek, Osmanlı Mutfak Tarihi Araştırmacısı Marry Işın, Türsak Vakfı Yön. Kurulu Üyesi-Gastro Ekonomi Zirvesi Yön.Kur.Başkanı Ebru Koralı, Film Yapımcısı Güner Koralı, Altın Portakal Ödüllü Film Yapımcısı Serdar Temizkan, Gaziantep Büyükşehir  Belediyesi Kültür Dairesi Başkanı Hülya Yıldız, Feriye Lokantası İşletmecisi-Gastronomi Uzmanı Vedat Başaran, Ressam Serpil Başaran, Sg İmalathane İşletmecisi Selda Güleç,  Sg İmalathane Şefi Cihan Gürkan, Food&Travel Dergisi Yemek Editörü Gaye Şahin,  Divan Hoteller Zinciri Aşçıbaşısı Giancarlo Gottardo Marketing-Strategy And Creative Ömür Gözde, Reklam –Moda-Portre Fotoğrafçısı Cem Talu,  Gastreamag Dergisi Editörü Arzu Sak ile Sofra Dergisi Editörü Esra Düzdağ Ateş Tarsus lezzetlerini keşfetme imkanı buldu.

 

Başaran: “Bu topraklar tanıtılmalı, bu toprakların değerleri yukarıya çıkarılmalı”

 

Feriye Lokantası İşletmecisi-Gastronomi Uzmanı Vedat Başaran, Tarsus Gastronomi ve Araştırma Günleri’nde bulunmaktan dolayı duyduğu mutluluğu dile getirerek, “Mersin, Tarsus ve Çukurova dünyanın en önemli klimasına sahip, dünyanın en lezzetli ürünlerinin yetiştiği, deniz ile tarımın birleştiği önemli bir coğrafya. Buraya gelmek büyük bir keyif. Bu keyfi yaşamak için buradayız. Hareketin ve heyecanın geçen yıla göre daha da fazlalaştığını görüyoruz. Bu da mutluluk verici” dedi.

Özellikle yöre insanının bu tür organizasyonlara katılımının son derece önemli olduğunu vurgulayan Gastronomi Uzmanı Başaran,“Bu toprağı yaşatan yerel insanlar aynı zamanda bu lezzetleri üreten insanlar. Böylece üretmeye de devam edecekler. Ben inanıyorum ki Tarsus, Mersin ve Çukurova gelecek yıllarda Türkiye’nin önemli gastronomik değerlerini üreten bir bölge olduğunu daha geniş kitlelere ifade edecek. Aynı zamanda uluslararası gastronomi dünyasına açılmış olması da önemli olacaktır. Burada yerel, geleneksel ürünleri yapan üreticiler ile konuşup onlara bazı geleneksel ürünleri bugünün çağdaş versiyonları ile ilgili yorumlarım oluyor. Kendilerine bir takım tavsiyelerim oluyor. Gelecek yıllarda da inanıyorum ki bu geleneksel ürünler daha da genişlemiş bir şekilde ilerleyerek çeşitliliğe sebep olacak. Bu topraklar tanıtılmalı. Bu toprakların değerleri yukarıya çıkarılmalı. Henüz geleneksel artımın devam ettiği bu bölgede bunun devamını sağlayabilmek için bu ürünleri de dünyaya gerçek anlamda da ifade edebilmeli” şeklinde konuştu.

Kavrayan: “Bugün tattığımız yiyecekler aslında tüm Çukurova’ya ait bir kültürün eseri”

Gurme-gazeteci ve yazar Veysel Kavrayan ellerinden geldiği kadar Mersin ve Tarsus mutfağını dünyaya tanıtıp ve yaymak için çaba göstereceklerini ifade ederek, “Davet edildiğim için öncelikle Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Burhanettin Kocamaz’a teşekkür ediyorum. Mersin kadim bir memleket. Aslında Mersin Tarsus’tan doğan bir ilimiz. Şu anda tam olarak Çukurova’nın göbeğindeyiz. Buradaki kadim memleketlerin oluşturduğu kültürel yapılanmaların bugüne kadar gelen birleşimi ile oluşan bugün tattığımız yiyecekler aslında tüm Çukurova’ya ait bir kültürün eseri. Mersin’de yaşayan Mısırlı, Lübnanlı ve Beyrutlu gayrimüslim ailelerin getirdiği kültürlerle beraber oluşan bir mutfağı tadıyoruz. Herkesin görmesi gerektiğini düşünüyorum. Çok değerli çalışmalar. Organizasyon 2. yılında olmasına rağmen oldukça kapsamlı ve profesyonel hazırlanmış. Bütün şehir heyecan içerisinde. Biz de o heyecanı yaşıyoruz. Bizler elimizden geldiği kadar Mersin ve Tarsus mutfağı ile kültürünü dünyaya tanıtmak ve yaymak için buradayız. Bir Türk vatandaşı olarak da bunun gururunu yaşıyorum. Halka yansımayan şey maalesef siyaset de yer bulmuyor. Ama bu etkinlikte gördüm ki bu halka yansımış bir etkinlik. O yüzden sizin gıyabınızda tüm Mersin halkına teşekkürlerimi iletiyorum. Tarsus’ta bizi en iyi şekilde ağırladılar. Umarım seneye de burada oluruz. Umarım nice 10 yıllara 100 yıllara doğru büyüyerek geleneksel bir hal alır. 16-17-18 Kasım’da da Mersin Narenciye Festivali’nde olacağım. Demek ki Mersin’de bir kalkınma var. Hem Türkiye’miz de hem de tüm dünyada bunların görülmesi gerekiyor” diye belirtti.

Güleç: “Humus Mersin’in yıldızı”

Sg İmalathane İşletmecisi Selda Güleç ise, “Geldiğimizden beri devamlı yiyoruz. Kaç çeşit humus yediğimi bilmiyorum ama hepsi birbirinden güzel. İçinden şunu seçiyorum demek mümkün değil. Herkesin eli değdiğinde bambaşka tatlar ortaya çıkmış. Humus buranın yıldızı gibi görünüyor ama künefe yedik ve inanılmazdı. Eğer bu künefe ise bizim yediklerimiz neydi dedim. Ya da biz künefe yiyorduk, o zaman buna başka daha güzel bir isim bulalım dedim. Kısacası inanılmaz bir festival. O kadar güzel tanıtılıyor ki lezzetler. Bir Girit köyüne gittik. Gerçekten yerel halkın canla başla kendilerini ve yemeklerini tanıttıkları müthiş bir aşkla hazırladıkları bir kahvaltıya konuk olduk. Çok duygulandım. Çok güzledi. Tek kötü tarafı var ki o da şu; buradan dönüşte bütün bu yediklerimizi nasıl eriteceğiz. Çünkü hiç durmadan yiyoruz” ifadelerine yer verdi.

Ateş: “Adı gibi özel bir lezzet: Mamül”

Tarsus lezzetlerini keşfetme imkanı bulanlardan Sofra Dergisi Editörü Esra Düzdağ Ateş de “Her şey harika. Özellikle yayla bandırmasına bayıldım. Yapılışını da izledikten sonra ne kadar emek verildiğini de gördüm ve daha bir değerli oldu. Büyükşehirlerde hazır paket olarak alıyoruz veya sipariş veriyoruz ama bizzat ona verilen değeri görünce çok daha değerli oldu. Mamül mükemmel. Adı gibi çok özel bir lezzet. Onu da yöre insanları çeşitlendirmişler. Farklı farklı kuru yemişler koymaya başlamışlar. Lezzetler çok akılda kalıcı. Giderken çoğu şeyden alıp götüreceğiz.  Paket siparişle falan olmaz mamül Mersin’de yenir” dedi.