Prof. Dr. İrfan Aslan; "Altı Yılda Model Bir Üniversite Kurduk"

AHA AĞRI-Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesinin 2014 – 2015 Akademik Öğretim Yılı açılış töreninde konuşan Rektör Prof. Dr. İrfan ASLAN, çağdaş ve demokratik yapısı ile bölgenin en önemli bilim merkezlerinden birisi haline gelen üniversitenin model bir üniversite olduğunu belirtti.

Çok Amaçlı Spor Salonunda gerçekleştirilen 2014 – 2015 Akademik yılı açılış törenine Prof. Dr. İrfan ASLAN, İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yunus SÖYLET, Erzurum Teknik Üniversitesi (ETÜ) Rektörü Prof. Dr. Muammer YAYLALI, Atatürk Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet TAKKAÇ, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Telat YANIK, Prof. Dr. Fahri BAYIROĞLU ile Prof. Dr. Yücel ÜNAL, Ağrı Belediye Başkan Vekili Fehim ÇETİNKAYA, IC Holding Yönetim Kurulu üyesi Murat ÇEÇEN, IC Vakfı Müdürü Yrd. Doç. Dr. Meral DİNÇER, kamu kurum müdürleri, sivil toplum temsilcileri, akademisyenler, idari personel ve öğrenciler katıldı.

 

Doğu’nun dünyaya açılan kapısı Ağrı’nın, bilim dünyasına armağanı olan Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitenin, 6 yıldan bu yana, bu toprakların geleneksel değerleri ile evrensel değerleri bütünleştirmeyi başarmış, çağdaş ve demokratik bir üniversite olarak bölgesinin en önemli bilim merkezlerinden birisi haline geldiğini belirten Prof. Dr. İrfan ASLAN, üniversitenin her geçen gün daha fazla gelişen fiziki imkânları, artan eğitim-öğretim kalitesi, güçlenen Ar-Ge altyapısı, yürüttüğü projeleri, gerçekleştirdiği bilimsel ve kültürel etkinlikleri, öğrenci odaklı eğitim anlayışı ve katılımcı yönetim biçimi ile uluslararası bir üniversite olma yolunda kararlı adımlarla ilerlediğini söyledi.

Üniversitelerin dünyanın hemen her ülkesinde toplumsal ilerlemenin lokomotifi konumunda olduğunu kaydeden Prof. Dr. ASLAN, fiziki alt yapısını hızla tamamlayan Üniversitenin bilimsel alanda yaptığı çalışmalarla ülkemizde bir ‘Model Üniversite’ olarak dikkatleri üzerine topladığını dile getirdi.

Üniversitenin ülkenin demokratikleşme atmosferine, sivil toplum örgütleri, dernekler ve sendikalarla koordinasyon içinde birçok alanda katkı sağladığını ifade eden Prof. Dr. ASLAN, şöyle konuştu:

“Yerelde Ağrı’nın, genelde ise Türkiye’nin demokratikleşme furyasına üniversitemiz temel hak ve hürriyetlerin etkin şekilde kullanılması konusunda vatandaşların bilinçlendirilmesi, çok renkli ve kültürlü bir yurttaşlığın benimsenmesi ve unutula gelmiş yerel kültürün diriltilmesi ve yayılması üzerine çeşitli çalışmalar yapmış ve önemli ölçüde geribildirim almıştır. Temel hak ve özgürlükler çerçevesinde, üniversitemiz, özellikle kadın hakları konusunda sıklıkla çalıştaylar düzenleyip, özellikle kadına şiddet temasına vurgu yapmaktadır. Ağrı’nın ya da geniş anlamda Türkiye’nin ataerkil ve erkek-merkezli bir yapıda olması ve yaklaşık bir asır önce Virgina Woolf’un belirttiği gibi ‘Sekiz çocuk doğurmuş bir kadın dünyanın gözünde yüz bin pound kazanmış bir avukattan daha mı değersiz?’ anlayışının hâlâ hüküm sürmesi ihtimaline karşı üniversitemiz neredeyse bir bilinçlendirme kampanyası düzenlemiştir. Üniversitemizin sürekli eğitim merkezi ilgili kuruluşlarla ortak toplantılar yapmış ve yöre kadınlarının kutsal bir görev taşıdığı ve hak ettikleri saygıyı görmeleri gerektiğini bu bilgilendirme toplantılarıyla halka büyük ölçüde yaymıştır. ‘Küreselleşme’ kavramının yaygınlaştığı şu günlerde, Üniversite olarak, anadilleri önemseyen, etnik, dinsel ayrılıklara mahal vermeden, öğrenci ve akademisyenlere fikir özgürlüğü şiarını aşılayarak, bilimin zıtlıklardan yeşereceğini ve bu zıtlıkların zenginlik olarak görülmesi gerektiği sonucuna ulaşmıştır. Ayrıca, üniversitemiz yerel kültürü yaygınlaştırmaya çalışan, farklılıklara rağmen hoşgörü temelinde, Ağrı ilinin kültür ve din alanındaki önemli figürlerinden olan Ahmedi Hani’ye adanmış ve her yıl geleneksel olarak gerçekleştirilen ‘Ahmed-i Hani Bilim ve Kültür Etkinliklerine’ ev sahipliği yapmaktadır. Büyük oranda tamamladığımız ve gerek fiziki alt yapısı gerekse de yeşil alan ve peyzaj çalışmaları ile daha nitelikli bir hâle kavuşan; sanatsal, kültürel ve spor faaliyetlerini içinde barındıran öğrenci merkezli cıvıl cıvıl bir kampüs oluşturduk. Kuruluş itibariyle 3 olan fakülte sayımızı 6’ya ve 2 olan Meslek Yüksekokulu sayımızı 6’ya ve 2 olan Yüksekokul sayımızı da 6’ya çıkardık. Öğrenci sayımızı 1500’lerden 15 binlere taşıdık. Öğretim üyesi ve öğretim elemanı (asistan, uzman ve öğretim görevlisi) sayımızı artırarak 360’lere, idari personel sayımızı 210’lara çıkardık. Üstüne basarak ifade etmeliyim ki, Eleşkirt Celal Oruç Hayvansal Üretim Yüksekokulu, Sağlıklı Yaşam Yüksekokulu, Tarihi Eserleri ve Kültür-Doğa Değerlerini Araştırma ve Uygulama Merkezi, Ahmed-i Hani Bilim, Kültür ve Sanat Araştırmaları Merkezi, Engelli Bakım ve Rehabilitasyon Programı, Ulaştırma Hizmetleri Programı ve Posta Hizmetleri Programını açarak Türkiye’de ilklerin üniversitesi olduk. Değişik ülkelerden farklı 60 üniversite ile MOU imzalanmıştır. Ayrıca, Mevlana Değişim Programı kapsamında 8 ülkeden 16 üniversite ile protokol imzalanmıştır. Bu kapsamda 16 akademisyen ve öğrenci değişimi gerçekleştirilmiştir. 2014-2015 dönemi gidecek öğrenci sayımız 10, gidecek akademisyen sayımız 19 ve anlaşma yapılan üniversite sayısı ise 10 farklı ülkeden 15 üniversitedir. Bunun sonucu olarak da bu yıl 1100 yabancı öğrenci alacağımızı ilan etmemize rağmen 2300 civarında yabancı öğrenci üniversitemizi tercih etmiştir. Üniversitemizden ERASMUS kapsamında bugüne kadar 13 ülkeden 41 üniversiteye 53 öğretim üyesi, 34 idari personel ve 71 öğrenci gönderilmiştir. Bu sene 50 öğretim üyesi, idari personel ve öğrencinin gönderilmesi planlanmaktadır. Bunun yanı sıra Azerbaycan, Bulgaristan, Bosna Hersek, Gürcistan, İran, Kazakistan, Nahcivan Özerk Cumhuriyeti ve Rusya'daki çeşitli üniversiteler ile ikili mutabakat zaptı imzalanmıştır. 2014-2015 yılımız da ise 50 öğretim üyesi, 30 idari personel, 60 öğrenci planlanmıştır. Farabi Değişim Programıyla ülke içinde öğrenci hareketliliği sağlanmaktadır. Bu kapsamda 78 üniversite ile değişim protokolleri imzalanmış olup, 2014 yılında değişik üniversiteler yine gönderdiğimiz öğrenci sayısı 210 olup üniversitemize gelen öğrenci sayısı 37’dir. Böylelikle Farabi Değişim Programında üniversitemiz, Türkiye birincisi olmuştur. 2014-2015 Eğitim Öğretim Yılında gidecek öğrenci sayımı 180 öğrenci, gelecek öğrenci sayımız ise 68’dir. Üniversite olarak en iyi eğitimi vermeye çalışırken, düzenlenen bilimsel, kültürel ve sosyal etkinliklerle de öğrencilerimizin akademik gelişimine pozitif katkı sağlanmaktadır. Bunun yanı sıra ihtiyaç sahibi öğrencilerimizin eğitim-öğrenimlerine maddî katkı sağlamak amacıyla çeşitli burslar verilmektedir.

Bir Devlet Üniversitesi olan üniversitemizin 2.000 dönüm alan üzerinde kurulu bulunan yerleşkesinde; her zaman eğitime büyük katkılar sağlayan ülkemizin değerli ve müstesna iş adamı, eğitim gönüllüsü Sayın İbrahim Çeçen Bey’in önemli desteğiyle, kısa sürede fiziki gelişimini tamamlamıştır. Ayrıca, Türkiye’de ilk olarak bu bağlamda eğitim verecek olan Eleşkirt Celal Oruç Hayvansal Üretim Yüksek Okulunu yaptıran saygıdeğer iş adamımız Sayın Celal Oruç Bey’e, Üniversite Camiini yaptıran Rahmetli Hayrettin Atmaca Bey’e, Doğubayazıt Ahmed i Hani Yüksekokulu’nu yaptıran değerli iş adamı Sayın Abdulbari Güzel’e, Taşlıçay İlçemizde Nurali Turan Meslek Yüksekokulu yaptıran değerli iş adamı Sayın Adalet Turan Bey’e de yürekten teşekkürlerimi sunarım. Altı yıl içerisinde daha çiçeği burnunda olan bu üniversite kampüsümüzde yaklaşık 200 bin m2 kapalı alan, açık ve kapalı spor alanları, yeşil alanlar ve sosyal alanlar oluşturulmuştur. Üniversitemizde, bilimsel ve teknolojik alt yapı anlamında dünya standartlarını yakalayabilecek bir merkezi araştırma laboratuvarı oluşturulmuştur. Doğu Anadolu Bölgesinde Akredite olmuş tek Laboratuvar olan Merkezi Araştırma ve Uygulama Laboratuvarı bilimsel ve teknolojik alt yapı anlamında mevcut durumda dünyadaki en gelişmiş laboratuvarlarla aynı standartlara sahiptir. Laboratuvarımız bölgenin sürekli olarak ihtiyaç duyduğu içme suyu, atık su, gıda, bal, toprak,  tarımsal analizler, GDO analizleri, mikrobiyolojik analizler, enzim, hormon, petrol ürünleri ve kömür analizleri gibi rutin analizleri bünyesinde yapabilecek alt yapıya sahiptir. Laboratuvarımız, Doğu Anadolu Bölgesinde en fazla parametre analizi yapabilen ve en düşük dedeksiyon limitlerine inen tek laboratuvar konumundadır. Bunun haricinde laboratuvarımız gıdalarda özellikle mikrobiyolojik analizleri dünyadaki en son teknik olan Real-Time PCR ile tamamen gen düzeyinde yapabilen Doğu Anadolu Bölgesinde tek Türkiye’de 8 laboratuvardan birisi durumundadır. Su analizlerinde toplamda 310 farklı parametre ile Doğu Anadolu Bölgesinde en kapsamlı laboratuvardır.”

Prof. Dr. ASLAN’ın ardından 2014-2015 Akademik Öğretim Yılı açılışında ‘Üniversite ve Sosyal Sorumluluk’ konulu bir ders veren İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yunus SÖYLET, program öncesi kampüsü gezme imkanı buldu.

Merkezi Araştırma ve Uygulama Laboratuvarı, İbrahim Çeçen Parkı, Çok Amaçlı Spor Salonu, Merkezi Yemekhane ve Kafeterya, Nurettin Atmaca Üniversite Camisi ve diğer sosyal donatılardan dolayı Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitenin kendisini gururlandırdığını kaydeden Prof. Dr. SÖYLET, merkezi yerleşkede emeği bulunan Rektör Prof. Dr. İrfan ASLAN’a, değerli işadamı, eğitim gönüllüsü sayın İbrahim Çeçen Beye ve destek veren tüm hayırsever işadamlarına teşekkür ettiğini söyledi.

Toplumsal yaşamda önemli bir yere sahip olan sosyal sorumluluğun herkesin üzerinde durması gereken bir olgu olduğunu ifade eden Prof. Dr. Yunus SÖYLET, şöyle konuştu:

“Bugün sizlere üniversitelerdeki sosyal sorumluluk projelerinden bahsedeceğim. Sosyal sorumluluk, çağımızda mutlaka her üniversitenin görevleri arasında bulunan bir konudur. Günümüzde sürekli olarak küreselleşmeden bahsediyoruz. Küreselleşme, istesek de istemesek de bütün dünyayı, kurumları ve bizleri doğal olarak etkiliyor. Günümüzde artık devletler, özellikle gelişmiş devletler birçok sosyal alandan çekildiler. Bir taraftan küresel ekonomi sürecinde özelleştirmeler yaygınlaştı bir yandan da yoksulluklar ve çevre sorunları ortaya çıkmaya başladı. Sürdürülebilir bir sosyal devlet için devletler sivil toplum kuruluşları eliyle yardım etmeye başladı. Tüm paydaşların menfaatlerinin dikkate alındığı bir durum haline geldi. 1990’lı yılardan itibaren sürdürülebilir gelişme kavramından çok daha fazla bahsedilmeye başlandı. Özellikle kar amacıyla başlanılan tüm işlerde kısa vadede ekonomik fayda ediliyor ama bu asla toplumun bütünün refahına yol açmıyordu. Dolayısı ile teknoloji,  ekonomi ve çevre arasındaki ilişkilerde insanlığın ortak hareket etmesi önemli bir konu haline geldi. Bundan dolayı ekonomi öncelikli kısa vadeli gelişme stratejilerinin yerine uzun vadeli stratejilerin yerine geçilmesi gerekmektedir. Kısa vadeli amaçlar yerine uzun vadeli, toplum temelli gelişmeyi ön plana çıkarmak gerekiyor. Bu kapsamda üniversitelerin üç temel görevi vardır. Bunlardan birincisi araştırma, ikincisi öğretme, üçüncüsü bütün bu üretilen ve nakledilen bilginin toplumun hizmetine sunulmasıdır. Elbette bütün bunların arkasında üniversite denen aziz kurumun asli bir görevi var. Bu da gerçeği yani hikmeti araştırmaktır. Toplumun üniversitelerden beklentisinin ilk sırasında bilgi toplumu oluşturma, ikinci sırada ise daha kaliteli toplum oluşturma vardır. Peki bilgi toplumu nasıl olur? Açık, çoğulcu, demokratik, objektif bir bakış kullanan, rasyonel davranan, bu değerleri paylaşan, dünyada yer ve rol alan bir toplum. Üniversitenin sosyal sorumluğu ne demektir? Üniversite strateji planının ve organizasyonel yapısının sürdürülebilir sosyal sorumluluk anlayışına uygun olarak yapılandırılmasıdır. Temel fonksiyonların belirlenip toplumsal yararlar uğruna önceden planlanmasıdır. Kampüs hayatında sosyal sorumluluğun sürekli hissedilir olmasıdır. Yüksek duvarların arkasından yani fildişi kulelerden çıkıp toplumla iç içe bir yaşam oluşturulmalıdır.

Sürdürülebilir bir kalkınma için üniversitelerin şu prensip ve değerlerle donanması gerekir. Bunlar; diğergamlık, dürüstlük ve eşitlik, çevre bilinci, sürdürülebilir kalkınma, kültürel zenginlik, güçlü sivil toplum ve insan hakları, şeffaflık ve hesap verebilirliktir. Bunun için üniversitenin yüksek duvarlar ardından çıkmasını sağlayın, yerel ve merkezi yönetimle sivil toplum örgütleri ile özel sektörle uluslararası kurum ve kuruluşlarla yakın işbirliği kurun,

ulusal ve uluslararası üniversitelerle sosyal sorumluluk alanında işbirliği içinde olun.”

Konuşmalar sonrası Rektör Prof. Dr. İrfan ASLAN üniversiteye ismini veren İbrahim ÇEÇEN adına IC Vakfı Müdürü Yrd. Doç. Dr. Meral DİNÇER’e, ETÜ Rektörü Prof. Dr. Muammer YAYLALI da İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yunus SÖYLET’e teşekkür plaketi takdim etti. 

 

Akademik açılış töreni üniversite çok sesli korosunun müzik dinletisi ile sona erdi.