Mirajans başarının sır kapısını araladı

AHA/KONYA- Sektöründe öncü kuruluşlarından olan MİRAJANS, iç anadolunun prodüksiyan alanında en güçlü ajansı olduklarını iddia etti

Aralık ayı içerisinde, Anadolu Medya Grup bünyesinde yer alan , Konya’nın köklü reklam ajanslarından olan Mirajans’ı ziyeret ettik. Ekip çalışanlarından Türkan Çetin ve Fatma Tuncer Öncü ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

1.Sizi tanıyabilir miyiz?

Türkan Çetin. Mirajans’ın reklam metin yazarı ve sanat yönetmeniyim. Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım Bölümü 2006 mezunuyum.

Fatma Tunçer Öncü. Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü 2001  mezunuyum. 1999 yılından beri KonTv’de , 2001 yılından beri de Mirajans’ta aktif olarak çalışıyorum.

2.Mirajans’ın geçmişinden, geleceğinden ve bugüne kadar karşılaştığınız zorluklardan bahseder misiniz?

Mirajans 1994 yılında ilk ismiyle ‘’KonAjans’’ olarak kuruldu. KonTv’nin reklam prodüksiyonlarını yapmak için kurulmuş bir ajans. Sonrasında tam hizmet ajansı donanımına getirilmesi için çalışmalar yapıldı. Fakat Konya’nın piyasa şartları buna imkan vermedi. Yapılan çalışmaların karşılıkları firmalar tarafından geri ödenmedi.Yeterli verim alınmadığı için de tekrar sadece KonTv’nin işleriyle ilgikendik ve Mirajans ismiyle geri döndük. Şu an müşterilerimiz sadece KonTv’ye reklam veren firmalar, prodüksiyon ve pazarlama ayağında hizmet veriyoruz, İçAnadolu’nun prodüksiyon anlamında en güçlü ajansıyız. KonTv reklam pazarlama süreçlerini yürütüyoruz.

 

Firmalara tanıtım filmleri alanında da hizmet veriyoruz, yayın boyutu olmasa da burada da sadece prodüksiyon hizmeti verme imkanını sunuyoruz.Televizyon filmi kadar hızlı bir sirkülasyonu yok, Mirajans’ın çok yoğun olarak ilgilendiği bir iş değil fakat son bir iki yıldır prodüksiyona yaptığımız yatırımlar arttı. Hem yetişmiş insane gücü anlamında hem de teknoloji anlamında çok ciddi yatırımlar.

 

Mirajans bağımsız bir ajans değil, bir yayın kuruluşunun ajansı; dolayısıyla maddi olarak çok daha çıkmazları olabiliyor.Burası birçok kurumu sırtında taşıyan bir çatı. Bu yüzden teknoloji ve insane yatırımlarına bir dönem çok fazla önem verilmediği, piyasayı biraz daha arkadan takip ettiği olmuştu. Ama son iki üç yıldır, yeni binamızın kullanıma girmesiyle de birlikte teknolojik ilerlemeler daha yakından takip edilir hale geldi.

 

 

3- Mirajansın hedefleri nelerdir?

Mirajans; KonTv’ye reklam verenlerin memnuniyetiyle birlikte reklamların devamlılığını sağlamak amacı ile pazarlama ve prodüksiyon hizmeti vermekte. Burada reklam veren fayda görmeliki biz seneye tekrar yıllık anlaşma yapabilelim, sürekli olarak çalışabilelim. Sektörde bulunan diğer firmaların da dikkatini çekebilelim. Onlardan da buraya bir reklam payıalabilelim noktasında ilerliyor. Yatırımlarla da bölgesel anlamda iddaası var artık. Son bir kaç yılın altınıçiziyoruz; ondan önce buna çok fazla maddi gücümüz yoktu. Artık var bölge içinde büyüyen, bu anlamda sektöre yön veren bir ajans olmak için elinden geleni yapıyor.

 

 4-Konya'yı Markalaşma Yolunda Nasıl Değerlendiriyorsunuz.

Aslında geriden geliyor.Konya’nın en önemli markası KonTV, tabi bunda Mirajans’ın katkısı büyük. Bunun yanında tabi Torku var. Torku şuanda ciddi bir başarı gösterdi ama bu Konya’da yapılan medya planlama ile olmadı. Gerçek anlamda düşünmemiz gerekirse KonTv, Konya’nın en önemli markası.Çünkü hedef kitlesi Konya ve çevresi değil, tüm Türkiye. Olaya şehir markalaşması açısından bakarsak bu konuda çok geriden geldiğini söyleyebilirim. Bu alanda çok yatırım yapılmadı. Bütünleşik reklama hem Konya belediye olarak hem de piyasa olarak şehir görünürlüğü olarak yeni yeni adapte oluyor. Bu konuda çok kapsamlıçalışmalar yapılmıyordu. Bölük pörçük şehir kültürü adına şehrin markalaşması adına insanlara bu şehir ne vaad ediyor,  ne vaad etmeli, problemleri neler;çok fazla araştırma da yapılmamışdı.Bir iki yıldır. Konyayı belediye anlamında değerlendirdiğimiz de son yıllarda bunun önemini fark etti diyelim bu konu da ekipler oluşturuyorlar çalışmalar yapıyorlar ajanları sürüklüyorlar ajanslar onları sürüklüyor. Bu noktalarda aslında bakarsanız vizyon gerekiyor birde maddi anlamda bir pay ayırmazsanız bu iş olmuyor. Konya da bunu yeni yeni görüyor. Markalaşma o kadar basit bir şey değil. Okulda hepimiz onların bileşenlerini görüyoruz ne gerekiyor görüyoruz ama bir araya getirelim uygun bütçeyi oluşturalım vizyonu geniş insanları bir araya getirelim ve şahane şeyler yaratalım öyle şeyler kolay olmuyor. Bizim yöneticilerimiz genelde‘’şu çocuklar şunu yapıversin’’ noktasında bütünleşik gitmeyen iletişim çabaları ile sekteye uğramış yada olması gereken yerden çok geride kalmış ama dediğim gibi sektör kendini sürüklüyor. Ajanslar şehirleri,şehirler ajansları sürüklüyor. Olumluya gittiğini düşünüyorum. Birde şöyle birşey var, şehir markalaşması planı yaparken sadece gözle gördüğünüz kontrol ettiğiniz şehri düşünmeyiniz. Konya’nın demografik bir yapısı var Konya’nın çok içe kapalı bir yapısıda var.Örnek olarak Konya Büyükşehir Belediyesi insanların Konya algısını değiştirmek için bir şey yapsa emin olun Konya’nın yarısı buna verdiği parayı insana yatırsaydı yada hizmete dökseydi der. Bu Konya’nın sorunu değil, Anadolu’nun sorunudur.

 

5. Mirajans’ın hizmet alanları nelerdir ?

Pazarlama ve prodüksiyon olarak ayırabiliriz. Bunlarda Kon TV’de yayınlanmak üzere reklam pazarlama bunların prodüksiyonunun yapılması Kon TV’nin pazarlaması Mirajans’a bağlı aktif olarak ayrıyız ama Anadolu Medya Grubu’nun üyesiyiz. Hepimiz Konya Haber, Konya FM, Yeni Konya Gazetesi, Kon TV. Biz aslında Mirajans olarak hepsinin reklam yapımı ve dağıtımından sorumlu bir ajansız. Bir de ekstra tanıtım filmlerimiz var. Yani bana mesala  X müşteri geldiğinde Kon TV Konya Fm ve diğerleri ile ilgili bilgi sunabilirim. Ama aslında bunların reklamcıları farklı yine kurum bünyesinde bir çatı altında toplanıyorlar.

Hepsi bir ajansin altında toplanıyor aktif olarak beraber çalışmıyoruz.

 

6. Çalışma ekibinizden ve iş ortaklarınızdan beklentileriniz nelerdir ?Biz ekip olarak avantajlı bir ekibiz. Birbirini anlayabilen bir takım olarak çalışmaktan mutlu olan insanlarız. Daha kaba tabirle söyleyeyim: Aynı kafadan insanlarız bu önemli aynışey bizi gıdıklayabiliyor reklamda bu önemli bişey oturup bir konu hakkında tartışırken iyiye ulaşmak için tartıştığımızı bilmek güzel sonuçta.

İşte herkes birbirinin fikrine katkısağlıyabiliyor, birbirinin işinin ucundan tutabiliyor. Çok geniş bir ajansımız yok bizim ekip olarak çok geniş değiliz. Her işi yapan neredeyse bir kişi var butik ajans tarzında aslında pazarlama ve prodüksiyon ekiplerine bakarsak, o yüzden biraz fazla iç içe herkes kendi görevinin yanında bir diğer görevine mecburen öğrenmiş yeteneği doğrultusunda onun içine girmiş ve biraz halkalı kendi etrafında genişletmiş  ve dışardan çok fazla kişi almamışızdır; yıllardır ekibe çok fazla girende yok birbirini görmeye gelmiş de arada bir çalışalım der gibiyiz aynı evde farklı odalarda çalışan kardeşlerle ana baba gibiyiz bazen. O rollere de girebiliyoruz ajans ortamı içinde bu önemli. Hani sonuçta fabrikasyon bir iş yapmıyoruz. Belli bir iş yapmıyorsunuz belli bir mesainiz yok bir anda frekanstan frekansa geçebilmelisiniz, duygu yoğunluğu bazen artırılmalı bir anda çok ciddi bir esprinin içinden çekip onun pazarlama hedefi neydi moduna geçebilmenizlazım. Bunu sağlayabilen bir ekibiz herkes işinde yeterli yetenekli,müşterilerimizle ilgili çok ciddi bir uyum problemimiz yok; biz artık onları anlayabiliyoruz onlarda bizi anlayabiliyorlar. Bana göre Mirajans'ın en büyük avantajı; empati yeteneği yüksek olan insanlarız; yetenek vs bir tarafa da kendini karşıdakinin yerine koyabiliyor onun şartlarını düşünebiliyor Vs müşterilerle çok ciddi bir doku uyuşmamazlığımız olmuyor. Ama şu problem var; karşımızda reklamı bilen değilde firmayı yöneten kişi olduğu zaman bizim muhatabımız,normalde okulda öğrendiğimiz gibi sen reklamcıysan oranın reklam departmanı ile muhatap olursun ama bizde öyle değil genelde aile şirketidir; muhatap olduklarimiz ilk sözleşmeyi babayla yaparsın ortanca oğul ile reklamın fikrini verir; en küçük oğul gelir reklamı onaylar; hepsi bittikten sonra büyük abi gelir bunu çekmeyi unutmuşsun diyebilir; böyle birşey var firmaların bu noktada daha profesyonel yapıya dönmesini bekliyoruz diyebiliriz.

 

7Kaliteli bir reklam ajansıyla çalışmak sizce o firmaya neler kazandırır?



Tek başına kaliteli bir reklam ajansı aslında o firmaya fazla bir şey kazandırmaz. Aslında tek başına bir reklam ajansı hiçbir şey yapamaz. Markanın önce ürünlerine güvenmesi, doğru ürünler sunması lazım daha sonra çok iyi bir reklam kampanyası yapması lazım ve kampanyanın insanların anlayacağışekilde olması lazım. Fakat yüzde birlik de olsa olmayınca olmama gibi bir durum da var reklamda. Özelliklebir doku uyumsuzluğu varsa; kendi insanınıza üstten bakarsanız, kendi insanınızı anlayamazsanız, kendi insanınızın neye ihtiyacı olduğunu bilemezseniz, duygularına yönelemezseniz olmaz.

Aillanz diye bir reklam vardı mesela oturduk hepimiz Kalben'in şarkısına ağladık, normalde ne isim olarak ne tarz olarak -yani özellikle bu isi yapanlar da muhafazakar kesim- hayat sigortasına çok da uygun olmayan kesim hepimiz o reklama bayıldık ve iyi bir şeyler çıksın istedik değil mi? Yani bütün donelerini tamamlayabilmiş bir firmaya bir reklam ajansıçok şey katabilir. Ama reklam ajansı tek başına yeterli olamayadabilir. Bunun başarısız bir sürüörneğini de gördük.

Eğer ürün sağlamsa ve pazarlaması iyi yapılmışsa, marka iyi konumlandırılmışsa ve bunlarda da tabi reklam ajansına söz verilmişse, reklamcı inisiyatif kullanabilmişse, iyi bir reklam ajansıysa markayı büyütür, söz sahibi yapar, imajına katkıda bulunur, satışlarını artırır, rakiplerini karşıön plana çıkarır vesaire ama tabi bunlardan önce firmanın kendini iyi konumlandırması  lazım, iyi anlaması lazım, iyi anlatması lazım, reklamcıyla doğru iletişim kurabilmesi lazım. Reklamcının elinde tek başına bir sihirli değnek yok. Eğer ürün iyi değilse onu iyi pazarlayamaz, reklamını iyi yapamazsınız.

Örneğin Cem Uzan çok büyük, çok iyi bir kampanyaydıama vaatlerin altı boştu. Onun için insanlar hiç ilgi göstermedi. Çok basarili bir reklam çalışması olabilir ama gerçeklerle ters düştüğünüzde olmuyor.



8.Markalarla çalışırken karşılaştığınız zorluklar, dikkatinizi çeken durumlar nelerdir?



Az önce değindiğim konular aslında; profesyonel bir reklam departmanının olmaması varsa da göstermelik olması yani orada bulunan o kişinin aslında inisiyatif alamaması. Bizim reklam, halkla ilişkiler, kurumsal ilişkiler gibi departmanlarda sorumluluk var yetki yok en büyük problemimiz bu. Yani o insanlar size sadece bilgi taşıyabiliyor. Biz de bir firmanın üst düzey yöneticisiyle yani reklamdan anlamayan insanlarla muhatap olmak zorunda kalıyoruz. Bu ciddi bir sorun.

Reklamdan sorumlu olan kişi çok kez reklamda alt yazı olarak geçecek olan yazıya bile karar veremiyor. Yani bir çoğu göstermelik. Bir çoğu da o ay çıkacak insertü falan tasarlasın diye alınmış grafik tasarımcılar. Ya da işte "Bizim falancanın yeğeni de iletişim bitirmiş, tamam bizim de büyük fabrika var hadi oradaki odaya da o otursun." noktasında. En fazla, "bizim Billboard tasarımı bitti mi" diyen noktada kalıyor inisiyatif verilmiyor bu önemli bir sorun. Bir de reklamın harcama değil yatırım olduğu noktasına daha yeni yeni alıştırıyoruz insanları, firmaları. Bu ön yargı olduğu sürece de çok fazla ilerleme kaydedilmiyor.

 

 

 

 

 

 

9.Sizi rakiplerinizden ayıran özellikleriniz nelerdir?

En önemli özelliğimiz, bir yayın kuruluşunun ajansı olmamız. KonTV de yayınlanacak reklamları yapıyoruz. Bu bizim için çok önemli bir ayrıcalık. Ajans işini seven, işinde yeterli ve  bir arada çalışmayı seven insanlara sahip. Konya’ya ve bölgeye reklamı anlatan ve reklamla tanıştıran bir kurum burası. Günümüzde, daha iyi yerlerde olan ajanslar yokken tırnaklarıyla kazıyan bu ajans ve bu ekip diyebiliriz. Bu yüzden reklamın değerini biz herkesten daha iyi biliyoruz. Şuan da, Mirajans Türkiye’ deki birçok ulusal ajansla yarışabilecek kapasitede, ekip ve teknik altyapı olarak. Biz önce reklamın ne olduğundan başladık. Birçoğu reklamcılık oynarken, reklamın ne olduğunu burada biz anlattık. Bir tarım makinesi üreten marka, daha önce tarım fuarına bile katılmamışken KonTV’de yaptığı reklamla şuan bizi arayıp “Fatma Hanım, bana bir imaj reklamı yapalım.” deme noktasına gelebiliyor.

 

10. Biz genç iletişimciler için önerileriniz nelerdir?

Okulu bitirmeden önce bir yerlerle bağlantınız olsun. Okul  bittikten sonra sektöre girmek çok zor. Biz öğrenciyken okul bittiği zaman bütün uzmanlar yerlerinden kalkacak ve biz oturacağız sanıyorduk. Mezun olduk sınıfta 4 veya 5 kişi reklamcı oldu, mesleğini yapmakta. Bizim en büyük avantajımız öğrenciyken bu kurumla tanışmamız. Öğrenciyken 2. 3. sınıfta staja başladık. Kendinizi mezun olduktan sonra ölçmek zorunda kalmayın. Öğrenciyken yeteneklerinizin farkına varın. Metin mi yazıyorum, kurguda mı iyiyim, sanat yönetmenliğine mi ilgim var, pazarlama boyutunda mı iyim? Ya da buralarla hiç mi alakam yok bunlarışu anda öğrenin. İş başvurusu yaparken şu alanlarda iyiyim yazabilin. Benim en büyük tavsiyem bu. Çok klişe gelecek ama bol bol okuyun çünkü daha sonra vaktiniz olmayacak. Her şey okumakla da bitmiyor, pratik kazanmak ve ikisini birleştirmek gerekli.

 

   Sohbetimiz sırasında, Mevlüt Hocamız bize iletişimci olmanın reçetesini verdi: 

1.   İşinizle evlenin

2.   Meraklı olun

3.   Okuyun

4.   Kendinizi geliştirin