Aziz Koçal; Sağlıklı ve Güvenli Gıdaya Ulaşmak Devletin Asli Görevidir

Tükoder Genel Başkanı Aziz Koçal 'Dünya Gıda Günü' dolayısıyla basın açıklaması yaptı

Tüketiciyi Koruma Derneği Genel Başkanı Aziz Koçal yaptığı açıklamasında,

       Her yıl 16 Ekim tarihi "Dünya Gıda Günü"  olarak kutlanmaktadır. 1945'te kurulan Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün (FAO) doğum günü de sayılan gün kapsamında, dünya genelinde açlık ve yoksulluk temaları için farkındalık yaratmak, herkesin gıda güvenliğine ve besleyici gıdalara ulaşmasına katkı sunmak amacıyla yıl boyunca çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir.

      16 Ekim Dünya Gıda Günü'nün bu yılki teması "Göçün geleceğini değiştirin. Gıda güvenliği ve kırsal kalkınmaya yatırım yapın."

      Görüldüğü üzere her yıl olduğu gibi bu yılda Gıda güvenliği ön plana çıkmaktadır. Gıda güvenliği tarlada başlayıp sofraya kadar süren bir süreçtir. Toplumun sağlıklı ve güvenli gıdaya ulaşması devletin asli görevlerindendir.

       Tüketime hazır hale gelen gıdanın güvenli olması için; bitkisel ve hayvansal ürünlerin ilk üretim aşamasından başlayarak, işleme, ambalajlama, depolama, nakliye, pazarlama, satış ve tüketim gibi tüm aşamalarda, gıda güvenliğinin sağlanabilmesi yönünde gıda mevzuatına uygun çalışma bilincinin yerleşmesi, bu anlamda farkındalığın oluşturulması ve nihayetinde devlet tarafından etkin ve caydırıcı denetimlerin yerine getirilmesi gerekmektedir.

       Unutulmamalı ki Gıda üretiminde kullanılan hammadde güvenli değil ise, güvenli olmayan hammaddeden üretilen gıdanın güvenilir olması mümkün değildir.

       İnsan hayatı için vazgeçilmez bir ihtiyaç olan yeterli ve güvenli gıdaya erişim; tüketicilerin sağlıklı yaşamı için, Evrensel tüketici ve bir insanlık hakkıdır.

       Denetimin yetersizliği ve cezaların caydırıcı özelliği olmaması nedeniyle, ülkemizde gıda zehirlenmeleri ve hileli gıda satışları devam etmektedir.  Gıda maddelerine hile karıştırdığı için yakalanan kişi ve kuruluşlar, bunlara uygulanan cezaların caydırıcılığı yetersiz olması nedeniyle, hileli gıda üretiminde  bir gerileme söz konusu olmamıştır.  15 aydır, Gıda Tarım ve Hayvancılık bakanlığı tarafından yapılan denetimlerin sonucu ilan edilmemiştir. Gıda maddelerine hile karıştıranlar, bu suçları işlemeye devam ediyor.   Bakanlık Gıda üretiminde hile yapan kuruluşları markaları ile birlikte tüketicinin  bilgisine sunmak için  kamuoyuna açıklamasını bekliyoruz.

         Hileli gıda üretenler, Tüketicinin sağlığı ile oynayan firma yöneticileri için para cezaları yetersiz olup caydırıcı özelliği kalmadığından halkı zehirlemeye devam etmektedirler. Bu nedenle; Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve hükümet tarafından, Gıda’da hile yaparak halkın sağlığı ile oynayan kuruluşlara verilecek cezaları arttıracak ve ertelemesiz hapis cezasını da içeren yasal düzenlemeler yapılmalı dır. Halkı aldatan, halkın sağlığı ile oynayan kurum ve kuruluşlar, şahıslar cezasız kalmamalıdır. Biz tüketiciler paramız ile zehirlenmek istemiyoruz.

       Herhangi bir gıdada olumsuzluk olduğunda tüketiciye zarar vermemesi ve geri çekme yapılabilmesi için gıdalarda izlenebilirlik sisteminin mutlaka zaman geçirmeden kurulması gerekmektedir.

       Tüketicilerin diğer bir baş belası ise GDO lu gıdalardır. Türkiye’de  GDO lu gıda maddesi satmak yasak olmasına rağmen, aldığımız bir çok ürüne GDO  bulaşması mümkündür. Bilindiği üzere;  hayvan yemi olarak kullanmak üzere 36  GDO'lu soya ve mısıra ithal izni verilmiştir. GDO’lu yemlerden gıda maddelerine bulaşmaların olup olmadığı, bunların hangi aşamada olduğu yönünde yeterli bilimsel açıklamalar olmadığı gibi, GDO’lu yemler ile beslenen hayvanlardan elde edilen ürünlere bulaşmayacağı bu hayvanların dışkılarından oluşan hayvansal gübrelerin kullanılarak yetiştirilen sebzelere bulaşıp bulaşmadığı yönünde de bir açıklamada yoktur.

       Buradan yetkililere sesleniyoruz. İthal izni verilen 36 çeşit GDO’lu hayvan yemlerini tüketen hayvanlardan GDO bulaşması varmıdır? Bu konuda bilimsel veriler nedir, Bu yemleri tüketen hayvanların ürünlerinde gerekli araştırmalar yapılmışmıdır? Bu yemi yiyen hayvanların ürünlerinden (etinden, sütünden, yumurtasından v.s)  kullanan vatandaşlarımızda uzun vadede  kalıcı hastalıklara yol açma riski varmıdır?  Yetkililerden açıklama bekliyoruz.

       GDO’lu  hayvan yemi ithali kararından vaz geçilmelidir. GDO’lu ürünler veya GDO riski taşıyan ürünler ile zehirlenmek istemiyoruz. Çözüm Geleneksel tarımı geliştirmek, ve yerel tohum kullanmaktan, meralarımızı ve tarımsal alanlarımızı kendi amacında kullanmaktan  geçer. Yerli ve Ekolojik Tarım, Yerli ve Ekolojik Gıda İstiyoruz!. 

       Kamuoyunun/tüketicilerin gıda ve güvenli gıdaya ulaşım, Genetiği değiştirilmiş ürünler (GDO) konularında bilinçlendirilmesi için devlet; konu ile ilgili odalar, Meslek örgütleri, Akademisyenler ve   tüketici örgütleri ile işbirliği yapmalı ve bu kuruluşlarının denetim süreçlerinde sorumluluk ve yetki almalarının önü açılmalıdır. Tüketici hileli gıdalar ile ilgili kolay ve ulaşılabilir laboratuvar hizmetlerinden yararlanabileceği bir sistem acilen kurulmalıdır. Belediyelerin bu konuda gerekli donanıma sahip laboratuvar sistemlerini kurması ve tüketicilerin hizmetine sunması sosyal belediyecilik anlayışı ve  insan hayatı için önem arz etmektedir.

 

       Devletin resmi kurumunun Vatandaşların mevcut gelirleri ve yaşama şartları temel alınarak , belirlediği kritere göre, ülkede yaşayan yaklaşık her beş kişiden biri, yoksuldur. (Ki bu oranın daha fazla olduğu açıktır.) Halkımızın açlıktan ve gıda yoksulluğundan kurtuluşu için; gerekli, yeterli ve sağlıklı gıdaya erişimi için gerekli politikaların derhal oluşturulması gerekliliğini dünya gıda günü vesilesi ile  bir kez daha kamuoyu ile paylaşıyoruz.

ifadeleri kullanıldı.