CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun, yaptığı yazılı açıklamada 180 Bin ağacın kesilmesine şiddetle karşı çıkarak, şu ifadelere yer verdi; “Çorlu’da Ersay Madencilik Yapı Turizm Hayvancılık San. Ltd. Şirketi, İR: 63269 ruhsat numarası ile Kuvars Kum Ocağı için kapasite artış talebinde bulunmuştur. Üzülerek söylüyorum ki 180 bin ağacın kesilmesine dayalı bu Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Raporu, 0 gün boyunca halkın görüşüne sunulmuştur. Bu rapora karşı tüm çevre severleri, ağaç severleri, çiftçileri, şehrinin ormanına sahip çıkmak isteyen Tekirdağlıları; Tekirdağ Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne tepki vermeye çağırıyorum. Ormanlarımızı korumak, Tekirdağ’a karşı ve torunlarımıza karşı boynumuzun borcudur.
Kesilmesi planlanan 180 bin ağaç, adeta orman kıyımıdır, Tekirdağ’ın nefes alma borularının kesilmesidir, erozyona ve toprak kaybına davetiyedir, tarım arazilerinin riske bırakılmasıdır. Bu talana dur diyeceğiz, yeşilimize, ağacımıza, ormanımıza, meralarımıza, tarım arazilerine ve hayvanlarımıza sahip çıkacağız.
Ersay Madencilik Kuvars Kum Ocağı’nda kapasite artışını öngören ÇED Raporu’nda, 124.1 hektarlık alanda yılda 1 milyon 201 bin 216 ton kuvars kumu çıkarılması planlanmaktadır. Çorlu’ya 9 kilometre uzaklıkta olan bu alanda yapılacak çalışmaların tamamı; Trakya’nın ciğerleri nitelikli ormanlık alanda bulunmaktadır.
Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Revizyon 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı’na göre, 102.31 hektarlık orman alanında 180 bin ağaç kesilecektir. Firma ise; kesilecek 180 bin ağacın 5 katı niteliğinde yani 900 bin ağacın dikilmesini taahhüt etmiştir. Kesilecek ağaçlar, meşe ve fıstık çamı ağaç türleridir. Kesilen ağaçların yerine dikilecek ağaçların aynı seviyeye gelmesi için en az 30-50 yıla ihtiyaç vardır. Üstelik kesilen ağaçlar ile birlikte oradaki bitki örtüsü, hayvanlar yani orman yaşamı da yok olacaktır. Zira bir fıstıkçamının kozalak verimi 20-25 yaşında başlamakta, 60-100 yaşında en üst verime ulaşmaktadır. Bu bakımdan, kesilen ağaçların yerine yenilerinin dikileceği iddiası, yaşanacak kıyımı gideremeyeceği gibi uygulanabilir olmaktan da uzaktır.
HAYVANLAR, BİTKİ ÖRTÜSÜ YOK OLACAK
Sahadaki üretim çalışmaları nedeniyle bitki örtüsü tabakası de yıkıma uğratılarak, yeşilden koparılacaktır. Maden ocağı faaliyetleri sırasında ortaya çıkacak sıvı ve katı atıklar, ormana büyük zarar verecektir. Zira iş makineleri ve kamyonların sürekli girip çıkacağı alanda orman habitatı bozulacaktır. İnsan ve araç trafiğine yakın bu bölgede; sıcak, kuru ve rüzgârlı havalarda toz bulutu oluşacak, ortaya çıkan toz çevreye yayılarak ormanlık alanda bulunan hayvanların bölgeden kaçmasına neden olacaktır.
TARIM ARAZİLERİNE TOZ BULUTU TEHLİKESİ
Tarım arazilerine de ulaşacak toz bulutu, çiftçileri büyük zarara uğratacaktır. Firmanın ÇED Raporu’nda toz bulutunu önlemek için “iş makinesi ve kamyonların geçeceği güzergâhın arazöz ile sulanacağı” şeklinde yapılan öneri ise uygulanabilir ve gerçekçi değildir.
Gözümüz gibi korumamız gereken ormanlarımızı, bu kadar hoyratça heba etmemiz, gelecek kuşaklarımızı yok saymamız anlamına gelmektedir. Atalarımız kadar ormanımıza, ağacımıza sahip çıkamazsak, çocuklarımız da bizi affetmeyecektir.
EROZYON SIKINTISI
Türkiye’de erozyon nedeniyle yılda 500 milyon ton verimli toprak kaybedilmektedir. Tekirdağ, erozyon açısından riskli bölgede bulunmaktadır. Tekirdağ’da erozyon 558 bin 996 hektar yayılma göstermektedir. Bu tablo; erozyonu engelleyen orman habitatının korunmasının Tekirdağ için önemini tüm çıplaklığı ile ortaya koymaktadır. Proje alanı rüzgâr erozyonu ve su erozyonu açısından riskli bölgededir.
Tüm bu gerekçelerle; 180 bin ağacın kesilmesini öngören bu maden ocağı projesini şiddetle reddediyor, gelecek kuşaklarımızı tehdit altında olan projeye hiçbir şekilde izin vermeyeceğimizi tüm kamuoyuna duyuruyorum” dedi.
Haber: Abdurrahim Yıldırım
Kesilmesi planlanan 180 bin ağaç, adeta orman kıyımıdır, Tekirdağ’ın nefes alma borularının kesilmesidir, erozyona ve toprak kaybına davetiyedir, tarım arazilerinin riske bırakılmasıdır. Bu talana dur diyeceğiz, yeşilimize, ağacımıza, ormanımıza, meralarımıza, tarım arazilerine ve hayvanlarımıza sahip çıkacağız.
Ersay Madencilik Kuvars Kum Ocağı’nda kapasite artışını öngören ÇED Raporu’nda, 124.1 hektarlık alanda yılda 1 milyon 201 bin 216 ton kuvars kumu çıkarılması planlanmaktadır. Çorlu’ya 9 kilometre uzaklıkta olan bu alanda yapılacak çalışmaların tamamı; Trakya’nın ciğerleri nitelikli ormanlık alanda bulunmaktadır.
Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Revizyon 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı’na göre, 102.31 hektarlık orman alanında 180 bin ağaç kesilecektir. Firma ise; kesilecek 180 bin ağacın 5 katı niteliğinde yani 900 bin ağacın dikilmesini taahhüt etmiştir. Kesilecek ağaçlar, meşe ve fıstık çamı ağaç türleridir. Kesilen ağaçların yerine dikilecek ağaçların aynı seviyeye gelmesi için en az 30-50 yıla ihtiyaç vardır. Üstelik kesilen ağaçlar ile birlikte oradaki bitki örtüsü, hayvanlar yani orman yaşamı da yok olacaktır. Zira bir fıstıkçamının kozalak verimi 20-25 yaşında başlamakta, 60-100 yaşında en üst verime ulaşmaktadır. Bu bakımdan, kesilen ağaçların yerine yenilerinin dikileceği iddiası, yaşanacak kıyımı gideremeyeceği gibi uygulanabilir olmaktan da uzaktır.
HAYVANLAR, BİTKİ ÖRTÜSÜ YOK OLACAK
Sahadaki üretim çalışmaları nedeniyle bitki örtüsü tabakası de yıkıma uğratılarak, yeşilden koparılacaktır. Maden ocağı faaliyetleri sırasında ortaya çıkacak sıvı ve katı atıklar, ormana büyük zarar verecektir. Zira iş makineleri ve kamyonların sürekli girip çıkacağı alanda orman habitatı bozulacaktır. İnsan ve araç trafiğine yakın bu bölgede; sıcak, kuru ve rüzgârlı havalarda toz bulutu oluşacak, ortaya çıkan toz çevreye yayılarak ormanlık alanda bulunan hayvanların bölgeden kaçmasına neden olacaktır.
TARIM ARAZİLERİNE TOZ BULUTU TEHLİKESİ
Tarım arazilerine de ulaşacak toz bulutu, çiftçileri büyük zarara uğratacaktır. Firmanın ÇED Raporu’nda toz bulutunu önlemek için “iş makinesi ve kamyonların geçeceği güzergâhın arazöz ile sulanacağı” şeklinde yapılan öneri ise uygulanabilir ve gerçekçi değildir.
Gözümüz gibi korumamız gereken ormanlarımızı, bu kadar hoyratça heba etmemiz, gelecek kuşaklarımızı yok saymamız anlamına gelmektedir. Atalarımız kadar ormanımıza, ağacımıza sahip çıkamazsak, çocuklarımız da bizi affetmeyecektir.
EROZYON SIKINTISI
Türkiye’de erozyon nedeniyle yılda 500 milyon ton verimli toprak kaybedilmektedir. Tekirdağ, erozyon açısından riskli bölgede bulunmaktadır. Tekirdağ’da erozyon 558 bin 996 hektar yayılma göstermektedir. Bu tablo; erozyonu engelleyen orman habitatının korunmasının Tekirdağ için önemini tüm çıplaklığı ile ortaya koymaktadır. Proje alanı rüzgâr erozyonu ve su erozyonu açısından riskli bölgededir.
Tüm bu gerekçelerle; 180 bin ağacın kesilmesini öngören bu maden ocağı projesini şiddetle reddediyor, gelecek kuşaklarımızı tehdit altında olan projeye hiçbir şekilde izin vermeyeceğimizi tüm kamuoyuna duyuruyorum” dedi.
Haber: Abdurrahim Yıldırım
