Bir kente değer katan tarihidir, kültürel mirasıdır, sahip olduğu doğal
güzelliklerdir. Kent alameti farikası olan değerleri böylelikle geleceğe taşır.
Anadolu’nun kadim kültürünün birçok özelliğini içinde barındıran
Adanamızı, Adana yapan değerler, kültürel birikimler Büyükşehir Belediyesi
eliyle yok edilmeye çalışılmaktadır.
Adını Adana’yla özdeşleşen, beyaz altınımız olan, sembolümüz olan
pamuğun kozasından alan Uluslararası Altın Koza Film Festivali 3 yıl önce keyfi
bir şekilde "Uluslararası Adana Film Festivali" olarak değiştirilmiştir.
İlk Yeşilçam filmlerinin kozadan çıkan pamukların parasıyla yapıldığı
ülkemizde, festivalin adından “altın koza” çıkarılarak koca bir tarih silinip
atılmıştır.
Büyükşehir Belediyesi, 1969 yılında başlayan deprem, ekonomik kriz, yas
gibi engellere takılarak zaman zaman kesintiye uğrayan festivali bu yıl da düğün
salonlarına hapsetmiştir.
Geçmişte ilçeleri ile birlikte 200 yazlık sineması olan ve her birinin sesi
birbirine karışan yazlık sinemalar Adana’dır, Adana’nın ruhudur.
Yazlık sinema belediye eliyle düğün salonlarına dönüştürülmüştür.
Adanalılar, filmleri yazlık sinemalar yerine düğün salonlarında kurulan
beyaz perdelerde izlemek zorunda bırakılmıştır.
Kültür ve sanat şehri olan, dünyaya mal olan birçok yazar ve sanatçı
yetiştiren Adana Yeşilçam’ın en ünlü artistlerini, ilk Altın Koza’nın sahibi kendi
evladı Yılmaz Güney’i, Fatma Girik’i, Göksel Arsoy’u yazlık sinemalarda bağrına
basmıştır.
Yazlık sinemalar adı sinemayla özdeşleşen Adana’nın sembolüdür.
Bir kentin sembolünü, kültürel değerlerini yok etmek kelimenin tam
anlamıyla rezalettir.
Mimar Sinan Amfisi’nin yanında bulunan yazlık sinemanın kapatılması
durdurulmalıdır. Yazlık sinemanın düğün salonuna çevrilmesi ve bunun festival
gününe denk getirmesi de acı bir olaydır.
Belediye festivali değersizleştirirken, Adanamızı da değersizleştirdiğinin
farkına varmalıdır.
Bir an önce bu yanlıştan vazgeçmeli, festivali ruhuna yakışır bir şekilde
düzenlemelidir.
güzelliklerdir. Kent alameti farikası olan değerleri böylelikle geleceğe taşır.
Anadolu’nun kadim kültürünün birçok özelliğini içinde barındıran
Adanamızı, Adana yapan değerler, kültürel birikimler Büyükşehir Belediyesi
eliyle yok edilmeye çalışılmaktadır.
Adını Adana’yla özdeşleşen, beyaz altınımız olan, sembolümüz olan
pamuğun kozasından alan Uluslararası Altın Koza Film Festivali 3 yıl önce keyfi
bir şekilde "Uluslararası Adana Film Festivali" olarak değiştirilmiştir.
İlk Yeşilçam filmlerinin kozadan çıkan pamukların parasıyla yapıldığı
ülkemizde, festivalin adından “altın koza” çıkarılarak koca bir tarih silinip
atılmıştır.
Büyükşehir Belediyesi, 1969 yılında başlayan deprem, ekonomik kriz, yas
gibi engellere takılarak zaman zaman kesintiye uğrayan festivali bu yıl da düğün
salonlarına hapsetmiştir.
Geçmişte ilçeleri ile birlikte 200 yazlık sineması olan ve her birinin sesi
birbirine karışan yazlık sinemalar Adana’dır, Adana’nın ruhudur.
Yazlık sinema belediye eliyle düğün salonlarına dönüştürülmüştür.
Adanalılar, filmleri yazlık sinemalar yerine düğün salonlarında kurulan
beyaz perdelerde izlemek zorunda bırakılmıştır.
Kültür ve sanat şehri olan, dünyaya mal olan birçok yazar ve sanatçı
yetiştiren Adana Yeşilçam’ın en ünlü artistlerini, ilk Altın Koza’nın sahibi kendi
evladı Yılmaz Güney’i, Fatma Girik’i, Göksel Arsoy’u yazlık sinemalarda bağrına
basmıştır.
Yazlık sinemalar adı sinemayla özdeşleşen Adana’nın sembolüdür.
Bir kentin sembolünü, kültürel değerlerini yok etmek kelimenin tam
anlamıyla rezalettir.
Mimar Sinan Amfisi’nin yanında bulunan yazlık sinemanın kapatılması
durdurulmalıdır. Yazlık sinemanın düğün salonuna çevrilmesi ve bunun festival
gününe denk getirmesi de acı bir olaydır.
Belediye festivali değersizleştirirken, Adanamızı da değersizleştirdiğinin
farkına varmalıdır.
Bir an önce bu yanlıştan vazgeçmeli, festivali ruhuna yakışır bir şekilde
düzenlemelidir.